4 Mart 2009 Çarşamba

10. Sınıf Edebiyat 10 dan 113 e kadar

SAYFA 10:
1- B
2- D
3- edebi eserler tarihi olayları yansıtır ve bilgi verir
4- D, D, Y
5- uygarlık tarihini, atom bombasının atılmasını
6- edebi eselerden hareketle bir milletin duygu ve düşüncede geçirdiği evreleri inceler: edebiyat tarihi
Toplumların yaşadıkları olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde inceler: tarih
Toplumların yaşamlarını her bakımdan inceler: uygarlık tarihi
Fikir duygu ve hayallerin söz veya yazı ile edebi şekilde ifade edilme sanatıdır: edebiyat

SAYFA 11:
1-a) tarihi daha iyi öğrenebilmek için dönemlere ayrılmıştır. Tüm dünyayı etkilediği için bu olaylar kullanılmıştır.
b) evet

SAYFA 12:
1-a) göç destanı
Kişiler: Uygur sultanı
Zaman: Uygurlar dönemi
Mekan: turfan, selenge, tola ırmakları ve çin
Mitolojik unsurlar kullanılmıştır ve olağanüstüdür.
Zihniyet: gelenek görenekleri, savaşları, akrabalıkları, yaşayışları görülüyor.

Kıssa-i Yusuf:
Yapı: beyitlerle yazılmıştır. Mesnevidir. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Hz.Yusufun hayatı anlatılmıştır
Dil ve anlatım: islamiyetin etkisiyle ortaya çıkan Osmanlı Türkçesi
Zihniyet: İslam kültürünün edebiyata yansıması

Araba sevdası:
Yapı: bihruz beyin hayatı. Batılılaşmanın etkisi. Bihruz beyin evinde geçmiş bir metin
Dil ve anlatım: batı kültüründen etkilenerek yazılmış. Düz yazı
Zihniyet: Tanzimat dönemiyle batılılaşmanın etkisi

b) destan: İslamiyet öncesi dönem
mesnevi: İslami dönem
roman: batı etkisinde gelişen türk edebiyatı dönemi

SAYFA 13:
2- a) gazel:
Beyitlerle yazılmıştır. Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Dili ağırdır. Yabancı kelimeler çoktur. Divan edebiyatı ürünüdür.

Koşma:
Dörtlüklerle yazılmıştır. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Dili sadedir. Aşık tarzı halk edebiyatı ürünüdür.

b) halk edebiyatı halka divan edebiyatı ise okumuşlara hitap eder.

SAYFA 14:
1- E
2- D
3- D
4- mesnevi: beyit
Roman: batı uygarlığı
Destan mitolojik öğeler
5-D, D, Y

SAYFA 15:
1- E
2- E
3- E
4- D, D, D
5- tercümanı ahval, batı etkisinde gelişen türk edebiyatı, şiir ve inşa
6- D
7- C
8- İslamiyet öncesi türk edebiyatı: Şamanizm, yuğ, göktanrı, bozkurt
İslami dönem türk edebiyatı: tasavvuf, kaside, minyatür, aruz
Batı etkisinde gelişen türk edebiyatı: roman, opera, gazete, batılılaşma
9- D
10- A
11- D
12- yaşadığı dönemin etkisinde kaldığı için
13- C

SAYFA 17:
1- geçim kaynakları hayvancılık. Yaşam biçimleri göçebelik
2- a) insanlar olayları hep bir bahane bularak ondan olduğuna inanıyorlar ve olayları böyle kapatıyorlar
b) uzayda yaşam olup olmadığını merak ediyorlar.

SAYFA 18:
1- a) parçalarda belli oluyor
b) olağanüstü nitelikleri ortaya koyuyor
c) çözüm bulamadıkları konulara olağanüstülük katmışlardır.

SAYFA 19:
2- destanları milletler dilden dile yaşatıyorlar. Her millet bir destan dönemi yaşamıştır

SAYFA 20:
1- E
2- D, D, D, Y
3- C
4- mitolojik



SAYFA 21:
Hazırlık sorusu: nesilden nesile ağızdan ağza aktarılarak günümüze ulaşmıştır. Bir de kaşarlı mahmutun divan-ı lügatit türk adlı kitabında yazmaktadır.

SAYFA 23:
1- ergenekondan çıkmak için yol aramaları ve çıkmaları
Börtö çenenin bütün boylara haber göndererek ergenekondan çıktıklarını haber vermeleri
Tatarlarla tekrar savaşıp kazanmaları
2- a) vergi alınmış, devlet yapısı güçlüymüş.
Zihniyet: bağımsızlık için uğraşmaları
Hayvancılıkla uğraşıyorlarmış. Çadırları ve sürüleri varmış.
b) Türkler kağanlar tarafından yönetiliyormuş. Göçebelikten yerleşik hayata geçmişler. Savaşçı bir millet.
3- nevruz bayramı

SAYFA 24:
1- A
2- D
3- Y, D, D
4- sözlü edebiyat ürünleri söylendikleri dönemin özelliklerini taşır. Geçmiş dönemlerin yaşam biçimleriyle ilgili bilgi verir. Bundan dolayı türk kültürü için önemlidir.
5- sözlü edebiyat ürünü: destan
Türk destanlarındaki ortak motif: demir
Ergenekondan çıkış günü: nevruz
6- mitolojik, mit

Etkinlik:
Kam: büyücü, doktor
Baksı: büyücü, doktor
Ozan: halk şairi
Şaman: din adamı



SAYFA 25:
1- sevindikleri zaman insanlar dışa dönük olurlar. Mutluluklarını belli ederler. Yüzleri güler. Ölümler karşısında üzülürler ve içlerine kapanırlar.
2- ağıt ve mersiye de ölüm karşısında duyulan duygudan bahsedilmiştir. Gazel ve güzelleme de aşktan bahsedilmiştir.

SAYFA 27:
1- a) ölüm, acı, yas, son
b) bunu yapması kolay yaparsınız
c) inanmadıklarını göstermek için
2- a)
1. dörtlük: -dı mu, -di mü: redif , -l: yarım uyak
2. dörtlük: -tur, -tür: redif
3. dörtlük: -ok: redif
4. dörtlük: -rup, -rıp: redif
5. dörtlük: -yu, -yü: redif
6. dörtlük: -dı, -di: redif
7. dörtlük: -dı, -di: redif
8. dörtlük: -dı, - di: redif
9. dörtlük: -çıdı: redif, -n: yarım uyak

b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
c) anlamı kuvvetlendirir
ç) tema: alp er tunganın ölümü, konu: ölüm
3- deyimler:
- bent, benzi sarardı
- öç almak
- feryat etmek
- yarayı deşmek
- niyet etmek
4- a)
Kişileştirme:
- dağların başı (bile) kertilir
- felek iyice zayıfladı
Benzetme:
- erkekler kurtlar gibi hep birlikte uluyor
- (yüzlerine) safran sürülmüş (sanırsınız)
Abartma:
- yakalarını yırtıyor ve çığlık atıyorlar
- (bu etler vücuttan sarkıyor ve) yerlere değip sürükleniyor

b) şiire zenginlik katıyor ve akılda daha kalıcı olmasını sağlamaktadır.

SAYFA 28:
1- 1. koşuk: bahar
2. koşuk: zafer(savaş)
3. koşuk: ayrılık(vefasız sevgili)

2- a)
1. koşuk: -şıp, -şip: redif
2. koşuk: -uldı: redif
3. koşuk: -dım, -dim: redif

b) ölçü: 7li hece ölçüsü, kalıp: 4+3
3- deyimler:
- yüz yüze gelmek
- hayretler içinde kalmak
- yerden bitmek
- kurulmak
- ekin biçmek

SAYFA 29:
4- kişileştirme:
- mor ile yeşil yüz yüze geliyor
- ve birbirlerine sarılıyorlar

Benzetme:
- düşman) askeri ekin (biçilir) gibi biçildi
- (gözlerim) yağmur gibi kan(lı yaşlar) saçıyor (şimdi)
Abartma:
- insan(bu renk cümbüşünü görünce) hayretler içinde kalıyor
- yuvarlak otağ(ım) kuruldu

ANLAMA VE YORUMLAMA
Sagu ile koşuk arasındaki benzerlikler:
İkisi de sözlü edebiyat ürünüdür. İkisi de 7li hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkisinde de deyimler ve edebi sanatlar vardır. Her ikisi de dörtlüktür. İkisinin de kalıbı 4+3 tür. Uyak şemaları aynıdır.(düz uyak)
Farklılıklar:
Sagunun nazım şekli: sagu
Tema: acı
Koşukun nazım şekli: koşuk
Tema: sevinç, savaş, aşk

SAYFA 30:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1- D
2- ağıt
Doğa, aşk, yiğitlik
3- eski devlet büyüklerinin ölümü üzerine söylenen ağıt: sagu
Coşku ve heyecanın dile getirildiği manzume: koşuk
Eski Türklerde şair, din adamı: şaman
4- Y, D, Y, D


SAYFA 37:
1- oğuz kağanın doğuşu. Oğuzun gençliği. Oğuzun göğün kızı ile evlenmesi. Oğuzun yerin
Kızı ile evlenmesi. Oğuz hanın Türklerin büyük kağanı olması. Oğuz hanın batıda idil boyu akınları. Oğuz hanın Kıpçak akını. Karluk türk boylarının türeyişi. Kalaç türk boylarının türeyişi. Cürçed akını ve kanglı türk boylarının türeyişi. Oğuz hanın güney akınları. Oğuz hanın altı oğluna hanlık vermesi. Oğuz hanın büyük bir şölen vermesi.

TİP ÇÖZÜMLEME TABLOSU:
Tip nasıl bir insandır?
- olağanüstü özelliklerle doğmuş ve büyümüş. Halkı için hiçbirşeyden korkmayan kişidir.
Tip durağan mıdır, dinamik midir?
- dinamik
Destanın hangi kısmı sizin tip hakkında böyle düşünmenize neden oldu?
- doğuşu ve gençliği. Yaptığı savaşlar. Türk boylarının üzerine gitmesi
Sosyal ortam ve çevre bu tipi nasıl etkilemiştir?
- olağanüstü özellikler sergilediği için halkın ondan beklentisi fazladır
Bu tipin sizin toplum yapınızdan farkı var mı?
- var
Bu tipin diğer tipler üzerinde etkisi var mı?
- var
Tip kendi kişiliğinin farkında mı?
- farkında
Sizce gerçek hayatta bu destandaki tip gibi davranan biri olabilir mi?
- olamaz

SAYFA 38:
3- a) kağanların kağanı, yerin göğün kağanı, türk boylarının dize getirilişi
b) oğuz kağanın hayatı
4- hayır. Birilerinin benden bu kadar çok şey beklemesi beni rahatsız eder
5- zaman: belirli bir zaman dilimi yoktur
Mekan: idil boyu, Kıpçak boyu, orta asya
Mekanın anlatımı: sadece yer isimleri verilmiş
Kişiler: oğuz kağan, 6 oğlu, 2 eşi
Kişilerin olay örgüsündeki işlevi: oğuz kağan akınlar yapmakta ve halkın beklentilerini yerine getirmektedir
6- a) birçok var
b) dilden dile, nesilden nesile aktarılarak bu hale gelmiştir
2. etkinlik: İslamiyet öncesi türk edebiyatı dönemi
8- ilahi bakış açısıyla bahaeddin ögel

SAYFA 40:
1- nesnel bir anlatım sergilemiştir. Gören birisi olarak anlatmıştır.
2- olaylar günlük dilden alıntılar yapılarak lirik bir dil kullanılmıştır. Manzum bir şekilde yazılmıştır.
3- bunlarla beraber dile coşku gelmiştir
4- destan dili abartılıdır. Doğal dil sade bir yapıya sahiptir.
5- destan dili karışık, abartılı, liriktir. Gerçekçi değildir. Roman düzdür. Olağanüstülük yoktur. Gerçeğe yakındır.
6- amaç toplumu eğitmektir. Destanlarda idealize edilen tipler sayesinde toplum düzeninin yükseltmektedir
7- varolan döneme ait dönemin özelliklerini içerir. Nesilden nesile aktarılırken olağanüstülük artmıştır
8- o dönemin kahramanlıklarının nasıl geçtiğini anlatır


SAYFA 41:
Doğal destan ile yapma destan arasındaki benzerlikler:
Her ikisinde de olağanüstü öğeler vardır. Anlatımları liriktir. Topluma yer veren olaylar vardır. Temaları benzerdir. Toplumu eğitmek için yazılır. Manzumdur.
Farklılıklar:
Doğal destan: anonimdir. Belli bir oluşum süreci vardır. Mitolojik öğeler oldukça fazladır. Zamanı belli değildir.
Yapma destan: yazarı bellidir. Belli bir oluşum süreci yoktur. Mitolojik öğeler fazla değildir. Zamanı bellidir.

1-
Tema: kahramanlık, savaş, aşk, halkı ve toplumu derinden etkileyen olaylar ve bu olaylardaki etkili kişiler
Dil ve anlatım: manzume şeklinde yazılır
Mekan: bazen yer isimleri verilirken betimleme yapılır. Bazen de sadece yer isimleri verilir
Zaman: belirsiz bir zaman anlayışı vardır
Olay örgüsü: olağanüstü öğelerle zenginleştirilerek geniş bir olay örgüsü sağlanmıştır
2- bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde dile getirilmiştir. Hece ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Döneme göre dil sadedir. Anonimdir. Dizelerde genel olarak yarım uyak hakimdir. Daha çok aşk, doğa ve ölüm konularını işler.

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- C
2- D
3- E
5- D, Y, Y
6- ilyada
Toplumsal


SAYFA 43:
1-
Yazının icadından önce insanlık tarihi:
Yazının icadından önceki dönemde bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmadan önce yok olmaktadır. Bu nedenle de ilerleme çok yavaş olmuştur. İnsanlar gündelik bilgilerle yetinmek zorunda kalmışrı.

Yazının icadından sonra insanlık tarihi:
Sümerlilerin yazıyı icat edişiyle birlikte bilgiler gelecek kuşaklara aktarılmış ve insanlık tarihi bu dönemden sonra hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır
2- kısacası insanlar daha cahil olurdu.

SAYFA 44:
1- yaptıkları savaşlar anlatılıyor.çinliler anlatılıyor. Ve bu abideyi diktirdiğini söylüyor.
2- sesleniş, öğütler, milletime uyarılar
3- azimli, olayları doğru değerlendiren, milleti için her türlü fedakarlığı yapmış olan biri
4- b) türk milletine, türk gelenek ve göreneklerine sahip çıkarsan yaşarsın
5- düzgün cümleler kurulmuştur. Cümleler kısa ve anlaşılırdır. Yabancı kelimelere yer isimleri dışında rastlanmamıştır.

SAYFA 45:
6- a) hükümdarın tanrı tarafından seçilen kutlu birisi olduğuna inanılmıştır. Savaşlar yapıldığını anlaşmalar yapıldığını anlatmaktadır. Göktürklerin tarihi hakkında da bilgi edinebiliriz
b) günlük yaşamda kullanılan unsurların alfabeye yansıdığını görüyoruz.

SAYFA 46:
Sözlü edebiyat: koşuk, sav, sagu, destan
Yazılı edebiyat: göktür yazıtları, Uygur kitabeleri

SAYFA 47:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1- B
2- D
3- Y, D, Y, Y, Y
4- 8. yüzyıl
Göktürk
Yollug
5- Orhun bölgesinde adına taş diktirilen kağan: bilge kağan
Orhun yazıtlarının bulunduğu ülke: Moğolistan
Orhun yazıtlarında kullanılan türk alfabesi: Köktürk alfabesi

SAYFA 49:
BULMACA:
1- Moğolistan
2- mit
3- oğuz kağan destanı
4- klasik
5- Osman bey
6- ilyada
7- yuğ
8- tercümanı ahval
9- koşuk
10- sagu
11- nutuk
12- manaz
13- kurgan
14- alp er tunga
15- nevruz
16- ozan
17- tigin
18- Tanzimat fermanı
19- tonyukuk
SAYFA 50:
1- A
2- E
3- A
4- A
5- sagu
Ağıt
Mersiye
Yapay ve doğal
6- Y, Y, D, Y, D
7- B
8- din değişiklikleri, medeniyet değişiklikleri
9- C
10- D
11- A
12- C
13- E
14- D



SAYFA 53:
KÜLTÜREL DEĞERLER VE DEĞİŞİMİN NEDENLERİ TABLOSU

GÖKTÜRKLERDE KÜLTÜREL DEĞERLER:
1-Göktanrı inancı
2-Bu inancın etkisinin görüldüğü Göktürk Kitabeleri
3-Göktürk alfabesi

UYGURLARDA KÜLTÜREL DEĞERLER:
1-Budizm inancı
2-Bu inancın yansıdığı metinler
3-Uygur alfabesi

DEĞİŞİM NEDENLERİ:
1-Din değişikliği
2-Yerleşik hayata geçilmesi
3-Hayat anlayışının değişmesi

KARAHANLILARDA KÜLTÜREL DEĞERLER:
1-İslamiyet
2-İslamiyetin yansıdığı eserler
3-Karahanlı Türkçesi
4-Arap alfabesi

DEĞİŞİM NEDENLERİ:
1-İslamiyetin kabulü
2-Din değişimiyle birlikte zihniyetinde değişmesi


SAYFA 53:
2.SORU
Türkçenin Edebi bir olarak kullanılması ve değişmeyen öğeler Türkçe'nin kullanılmasıdır.Milliyetçilil ön plandadır..

SAYFA 53:
FOTOĞRAFIN YORUMU
-Konar göçerdirler.
-Hayvancılık olduğu anlaşılıyor.
-Atlar evcilleştirilmiştir.
-Hanlıklarla yönetildiği anlaşılıyor.

Sayfa 55:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME:
1)E
2)B
3)Arap,Türkçe.
İlk.
Türkçedir.
4)D
5)Köktürk devleti=göktanrı inancı
Uygur devleti=Budizm,mani dini
Karahanlı devleti=İslamiyet

MESNEVİ NAIZM ŞEKLİNİ ÖZELİKLERİ:
1-mesneviler öğüt verici bir olayı anlatan uzun şiirlerdir.(savaş,aşk,tarihi olaylar ve tasavvuf)
2-mesneviler divan edebiyatında bir bakıma günümüzdeki roman ve hikayenin yerini tutuyordu.
3-beyit sayısı sınırsızdır.
4-her beyit kendi arasında kafiyelidir.(aa,bb,cc...)
5-aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
6-beş mesnevinin bir araya gelmesiyle hamse oluşur.

=>Mesnevi nazım şekli türk edebiyatında ilk defa ne zaman kullanılmıştır?
11.yüzyılda yusuf has hacip tarafında Kutadgu Bilig'de kullanılmıştır.

11. YÜZYIL: İslami Dönem Türk Edebiyatı'na ait ilk eser 11.Yüzyıl'a ait olan 'Kutadgu Bilig'dir. Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış öğretici bir eserdir. Siyaset-nâme niteliğindedir ve 6500 beyitten oluşur. Bu döneme ait diğer bir önemli eser de 'Divânû Lügâtit Türk'tür. Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçe'yi öğretmek amacıyla yazılmış bir lügâttır. Bu döneme ait önemli bir eser de Edip Ahmet Yükneki'nin öğretici nitelikteki dini kitabı 'Atabetül Hakayık'tır.

12. YÜZYIL: Bu yüzyılın en önemli ismi Hoca Ahmed Yesevi'dir, Türk tasavvuf tarihinin ilk önemli şairidir. Hikmetleriyle büyük ün kazanmıştır. Bu yüzyılın diğer önemli ismi ise Kitab-ı Meryem, Kitab-ı Bakırgen ve Kitab-ı Âhirzaman adlı eserlerin sahibi, aynı zamanda Hoca Ahmed Yesevi'nin öğrencisi olan Hakim Süleyman Ata'dır.

SAYFA 56:
HAZIRLIK ÇALIŞMASI
Bir topluluğu millet haline getiren değerler o milletin dili, dini ve ırkıdır. Bu üç faktörden ırk birliği önemlidir; ama tek başına millet olgusunu açıklamaktan uzaktır. Aynı ırka mensup olduğu halde değişik milletler oluşturmuş ve dolayısıyla değişik devletler kurmuş insan toplulukları vardır. Dil insanların birbirine bağlayan en önemli faktörlerden birisidir. Ancak, aynı dili konuştuğu halde farklı devletler kurmuş insan toplulukları mevcuttur. Diğer yandan din de insanların bir millet oluşturmasında çok önemli bir faktördür. Farklı dinden olan, farklı mezhepten olan insanlar genellikle farklı milletler oluşturmuşlar, farklı devletler kurmuşlardır. Buna karşılık, aynı dinden olanların mutlaka aynı millet oluşturacakları söylenemez. Zira, aynı dine ve hatta aynı mezhebe mensup olmakla birlikte farklı devlet kuran birçok millet vardır. Görüldüğü gibi bu faktörlerin güçleri hakkında önceden bir şey söylenemez. Bu faktörlerden her biri, değişik yer ve zamanlarda diğerine nazaran daha belirleyici olmuştur

Atatürk'ün türk dili hakkındaki düşüncelerini içeren metin..

''Türk milletinin dili Türkçe'dir.Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay alabilecek dildir.Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır.Bir de Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir.Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, an'anelerinin, muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Türk demek dil demektir.Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir.Türk milletindenim diyen insanlar herşeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.Türkçe konuşmayan bir insan Türk harsına camiyasına mesubiyetini iddia ederse buna inanmak doğru olmaz''


SAYFA 60:

1-Niçin susuyorsun?
2-Kim birini çagırırsa söze önce o başlar ve insan her zaman diline hakim olmalı,ne konuştuğunu
bilmelidir.
3-Bilgisiz her zaman susmalı,bilgili ise diline hakim olmalıdır bilgilinin sözünde her zaman hikmet vardır..
4-İnsan kendisine birşey sorulunca konuşmalıdır..
5-Dilin faydaları nelerdir???
6-Bilginin iki alameti dil ve boğazdır ruhun nasibi sözdür,kulaktan girer..
7-Sözün esası nedir ve kaç kısımdır?
8_Sözün yeri sırdır söz on kısımdır fakat biri söylenmelidir.
9-Sözün faydası ve zararı ne kadardır?
10-Yerinde kullanılan söz faydalıdır yersiz söz ise zararlıdır.
11-Söz ne zaman çok ne zaman az addedilir.(addetmek:saymak)
12-Söz güzel ne düşünülerek ancak sorulduğunda kısa söylenmelidir çok dinleyip az konuşmalıdır .Söz akılla söylenmeli bilgi ile süslenmelidir.
13-Sözün doğrusu kimden dinlenmeli,söz kime söylenmelidir?
14-Söz bilgiliden büyüklerden dinlenmeli,bilmeyenlere ve küçüklere söylenmelidir.
15-Dili söyletmeli mi susturulmalı mı?
16-Dil doğruyu söyeleyecekse söylenmeli söylenmeyecekse susmalıdır

2-a)
Adalet: Kün Togdı
Saadet: Ay Toldı
Zeka: Ögdülmiş
Hukuk: Kün Togdı
Mutluluk: Ay Toldı
Hayatın Sonu: Odgurmış

2-b)
Akıl bir meşaledir... - Ögdülmiş
Huzur bendedir... - Ay Toldı
Ben işleri doğruluk... - Kün Togdı
ilgili insan fani... - Odgurmuş

2-c)
Yazar soyut kavramları (adalet, saadet, akıl, hayatın sonu) somutlaştırarak vermiştir. Somutlaştırmayı bu kavramları temsil eden "Kün Togdı, Ay Toldı, Ogdülmiş, Odgurmış" isimli kahramanlarla sağlamıştır.

3) Kutadgu Bilig, insanlara dünya ve ahiret hayatlarında yol göstermek için yazılmıştır.

4) Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig'de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.
Kültür Özellikleri: Kutadgu Bilig, İslami dönemin yansımalarının bulunduğu ilk örnektir. Mesnevi nazım şekliyle, beyitlerle yazılması ve İslami unsurların yer alması ve döneminin ahlak anlayışını ortaya koyması bakımından eser önemli bir kaynak durumundadır.

5-a)
-Her insan diline hakim olmalıdır.
-İnsan, kendisine bir şey sorulunca konuşmalıdır.
-Söz, ruhun nasibidir.
-İnsan, konuşmaktan çok dinlemeyi öğrenmelidir.
-Söz, yerinde kullanılırsa faydalıdır.
-Söz, güzel, düşünülerek, kısaca söylenmelidir.
-Söz, bilgiliden ve büyüklerden dinlenmeli; küçüklere söylenmelidir.
-Dil, her zaman doğruyu söylemelidir.

5-b)
Kutadgu Bilig'de savunulan ve öğüt niteliğinde verilen düşünceler, bugün hala geçerliliğini korumaktadır.

6)
-Aruz ölçüsünü kullanmıştır.
-Eserini sembolik olarak yazmıştır.
-İslami dönemin ilk edebi ürününü yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk mesneviyi yazmıştır.
-Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır.
-Eserini öğretici (didaktik) tarzda yazmıştır.

SAYFA 61:
4. ETKİNLİK
Dil ve Söyleyiş Özellikleri: Kutadgu Bilig'de Karahanlı Türkçesi kullanılmıştır. Verilen metin parçası ve sözcüklerde yabancı kökenli sözcükler de bulunmaktadır. Edebi bir dil kullanılarak yazılan Kutadgu Bilig yeni bir nazım şeklinin (mesnevi) söyleyiş özelliklerini de yansıtmaktadır.

SAYFA 62:
4. ETKİNLİK:

A.MESNEVİ
B.ARUZ ÖLÇÜSÜNÜN KISA KALIBI KULLANIŞI
UYAK ŞEMASININ AA BB CC OLMASI


SAYFA 64:

1.ahlak ve öğüt vermek için ve bilginin onemını belırtmek ıcınn

2.adip ahmet bilginin hayatta en onemlı şey olduğu hakkında öğütler vermiş bilgilinin her işinin iyi olduğunu belirtir

3-a) saadet yolu bilgi ile bulunur,kemik için ilik ne ise insan için bilig odur,br bilgili bin bilgisize bedeldir,bilgiyi Çin de bile olsa arayınız......
b)gecerlilğini korur bili herzamn onemlıdır ınsanlıktarıhı bılgı ıle gelışır.

4-a)bilgisizlikten ne kadar halk kendı elıyle put yapıp rabbım budur dedi
b)bin bilsende bir bilene danış,bilmemek ayıp değıl orenmemek ayıp....

5)hem dortluk hem beyıtten yazılmışislami kulturun etkısıyle beyıtler kullanılmış

6)islami donem 2. eser yazmış,eserin dil bilim acısından onemlı , eser dıdaktık yonde ele alınmış, hem dortluk hem beyıt kullanılmış

SAYFA 66:

1.Her dörtlüğünde hgikmet olduğu için şiirlerine hikmet adı vermiştir.Hikmet tasavvufi bir terimdir.
2.Dörtlüklerin son dizesinde de belirttiği gibi, Hz. Peygamber 63 yaşında toprağa girdi. Bende bu yaştan sonra toprağın altında yaşamalıyım diyerek, kendisine toprak altında bir hücre yaptıran Ahmed Yesevi'nin o günlerde meydana gelen bir olay, şöhretinin bütün Türkistan havalisine yayılmasına vesile olmuştu.
3. **Hikmet tarzı şiir geleneğinin ilk şairidir.
**Dini tasavvufla uğraşan şairimizdir.
**Yesevi tarikatının kurucusudur.
4.Ahmet Yesevi tasavvufla uğraşan şairlerimizdendir.Tüm yaşamını insanları islamiyet konusunda bilinçlendirmeye adamıştır.Metnin yazılış amacıda insanları islamiyet hakkında bilgi vermektir.
5.Halk edebiyatı geleneğinin devamı ,Tasavvuf Tekke Edebiyatı'nın başlangıcıdır.

ETKİNLİK
'Hakaniye Lehçesi''

Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut'un en çok beğendiği, öyle ki "Kaşgar dili","Kaşgar Türkçesi" olarak da adlandırılan, bir diğer şekilde "Karahanlı Türkçesi" (Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.
Kaşgarlı'nın şivelerle karşılaştırılırken "Türkçe" diye adlandırdığı Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir

SAYFA 68:

1) türkçenin arapça kadar seçkin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır.
2)divanü lügati't türk ile birlikte sözlük yazma geleneği başlamıştır. divanü lügati't türk türkçesidir.
3) islamiyet: islami dönem ilk eserlerinden en önemlisini kaleme almıştır.
arapça: eserini arapça olarak kaleme almıştır.bu durum onun arapçayı iyi bildiğinin göstergesidir.
türk kültürü:yaşadığı dönemin kültürünü yansıtmış ve günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
gezgin:türk türkmen yağma çiğil kırgız gibi türk boylarını dolaşmıştır.
dil bilimi:dil bilimi açısından o dönemin yaşayan sözcüklerin kelime kökleri eserine alınmıştır.
islamiyet öncesi sözlü ürünler:sagu koşuk sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini dinleyerek yazıya geçirmiştir.
etimoloji:türkçenin ilk etimoloğudur.
türkçe:türkçenin ilk sözlüğünü yazmıştır eserinde 7500 sözcük yer alır.

SAYFA 69:

4a.Atatürke göre türk milleti demek türk dili demektir.türk dili kutsal bir hazinedir.çünkü bir toplumu millet yapan herşey dil sayesinde olur.bu sebeple türk dili türk milletinin kalbidir.
b.Kaşgarlı mahmut türk diline en büyük katkıyı yapanların başında gelmektedir.çünkü o dönemin maddi ve manevi kültür unsurlarını türkçenin bünyesince,türkçenin en eşsiz hazinelerinden biridir.
Kaşgarlı Mahmut ve Atatürk'ün Türk dili ile ilgili ortak görüşleri:
-Türk milleti demek Türk dili demektir.
-Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.(sevinci, üzüntüsü, öfkesi ...)
-Türk dili, dünyadaki en zengin dillerden biridir.
-Türk dili, yabancı dillerin saldırısından korunmalıdır.
-Türk dili zengin ve köklü bir dildir.


Türk dilinin 20 ülkede ve birçok özerk bölgede milyonlarca kişi tarafından kullanılması Türklerin hangi özelliğini gösterir?
Türkçe'nin büyük dillerden biri olduğunu gösterir. (Türkçe dünyanın 5. büyük dilidir.)

Kutadgu Bilig,Divan-ı Hikmet,Divaü Lügati't-Türk ve Atebetü'l Hakayık metinlerinden hareketle o dönemde benimsenen ve kültürel farklılaşmaya neden olan yeni değerler nelerdir?
Kültürel farklılaşmaya sebep olan İslam dininin kabulüdür. Adı geçen eserlerde İslami terimler ve isimler kullanılmaya başlanmıştır.

Türkçenin günümüzdeki durumu?
Türkçe günümüzde yabancı dillerin (özellikle İngilizce) etkisi altındadır. Nasıl ki bir dönem Farsça ve Arapça, Tanzimattan sonra Fransızca etkisine girdiyse şimdi de İngilizcenin etkisinde.

Atatürk'ün Türk dili için gösterdiği hedeflerin bugün neresindeyiz?
Atatürk saf Türkçeden yanaydı. Üstteki yorumdanda anlayacağınız üzere bugün saf Türkçeden söz etmek mümkün

SAYFA 70:

7. ETKİNLİK
Hakaniye Lehçesi dendiği zaman akla Kaşgarlı Mahmut'un en çok beğendiği, öyle ki "Kaşgar dili","Kaşgar Türkçesi" olarak da adlandırılan, bir diğer şekilde "Karahanlı Türkçesi" (Karahanlıca)dilinin devirlerinden biri gelir.

Kaşgarlı'nın şivelerle karşılaştırılırken "Türkçe" diye adlandırdığı Hakaniye lehçesi, ilk Türk yazı dilidir.Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu döneme Uygur dönemi(devri), bu yazı diline de Uygurca denilebilir.

SAYFA 71:
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME

1)D
2)C
3)D
4)Y,D,D,Y,D,D,D,D
5)Hakaniye, Kutadgu Bilig, Topgaç Buğra, Ahmet Yesevi.
6)D
7)Divanı Hikmet, Ata betül Hakayik, Divanı Lügatit Türk, Kutadgu Bilig.

SAYFA 72:
1.ETKİNLİK:

13 ve 14. Yüzyılda Anadolu Da Meydana Gelen Sosyal Ve Siyasi Olaylar:
13 ve 14. Yüzyıl Türk Edebiyatı:

13 ve 14. yüzyıllarda Anadolu, siyasal bakımdan pek çok kargaşanın yaşandığı bir dönemdi. 13. yüzyılda Anadolu'da dört devlet vardı; Selçuklular, İlhanlılar, Bizans ve Trabzon Rum imparatorluğu. Bunların en güçlüsü Selçuklular idi.
Selçukluların Moğollar tarafından 1243 yılında Kösedağ savaşı ile yıkılması sonucu Anadolu'da bir çok beylikler kuruldu. Beyliklerin her biri kendi bağımsızlığını ilan etti. Bu kez beylikler arasi savaşlar başladi. Osmanli Beyliği 1299 yılında kuruldu ve diğer beyliklerle yaptığı savaşlar sonucu gelişip güçlendi.

13 ve 14. yüzyılda Anadolu'da düşünce hareketlerinin merkezi Konya ve dolaylarıdır. Moğol akınlarından korunmak amacıyla Türkmenistan Horasan'dan pek çok alperen gelerek Anadoludaki beyliklerin saraylarına sığındılar ve tasavvuf düşüncesini yaymaya başladılar. Bu ortamda tasavvuf edebiyatı doğdu. Daha sonraki yüzyıllarda da gelişip yayıldı.
Tasavvuf alanında; Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Ahmet Fakih, Nesimi, Sultan Veled gibi pek çok sanatçı eserler verdi. Aynı yüzyıllarda din dişi konularda, Hoca Dehhani, Ahmedi, Hoca Mes'ut eserler verdi. Bir taraftan da İran-Arap edebiyatından çok sayıda çeviriler yapıldı. 1360 yılında Kul Mes'ut tarafından "Kelile ve Dimne" adlı fabl kitabı Türkçeye çevrildi.

Bu yüzyıllarda halk edebiyatı alanında "Battalname" ile "Danışmend-name" adlı eserler yazıldı. Bunlardan "Battalname'de Seyit Battal Gazi'nin din uğruna Bizans'a karşı giriştiği mücadelelerden söz edilir. " "Danişmend name'de ise Melik Ahmet ile oğlu Gazi Bey'in kahramanlıkları anlatılır. Bu öykülerde dini inançlar ve ilahi yardımlar ön plandadır. Hz. Muhammet, Hz. Ali rüyada görülür. Hızır gazilerin yardımcısıdır. Bu eserlerde eski Türk destan geleneğinin izleri islami karaktere bürünmüş nitelikte yaşatıldı.

Bu yüzyıllarda gerek dini (tasavvufi) gerekse din dişi konuları işleyen fikirler üzerinde, İranlı şairlerden Firdevsi, Nizami, Sadi, Feridtiddin Attar ile Farsça eserler yazan Mevlana'nın etkisi görülür. Bilim ve edebiyat yoluyla Arapçadan, Farsçadan dilimize sözcükler yanında bu dillere ait kurallar da girmeye başladi. Ancak 1277 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey bir fermanla bunu önlemeye çalıştı. "Bugünden sonra, divanda, dergahta, barigahta, mecliste, meydanda "Türkçe den başka dil kullanılmayacaktır." Bu ferman dilimizi yabancı etkilerden korumaya yetmedi.

Tasavvufun hızlı yayılması için 13. ve 14. yüzyıllar Anadolu’su çok elverişli idi. Bunun birçok sebepleri vardır:

1- İslâmla muşerref olan Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi Hıristiyan Avrupası’nda sert tepkiler doğurmuştur. Hıristiyanlar, ülkelerini teminat altına alabilmek ve kutsal kabul ettikleri Kudüs’ü almak için Türklere karşı Haçlı Seferleri düzenlemişlerdir. Bu seferlerin önünde Hıristiyan din adamları bulunurdu. İşte bunlara karşı Türkler’den de din ve tasavvuf önderleri savaşlarda ön plana çıkmışlardır. Gazaya giden İslâm cenkçilerine yardım eden, onları manen ve madden de destekleyen erenler ve alp erenler görüldü. Ahilik gibi yarı mutasavvıf, yarı asker fakat bütün ülkeyi tutmuş bir esnaf ve zanaatçılar teşkilatı bir yandan din savaşlarını desteklerken öte yandan tasavvufun yayılmasına zemin hazırlıyordu.

2- Türklerin kalabalık bulunduğu Horasan’da 11.yüzyıldan beri yoğun bir tasavvuf hayatı vardı. Çünkü bu ülke eski din ve medeniyetlerin etkisi altındaydı. Bilhassa 12.yüzyılda yetişen Ahmet Yesevi’nin derviş ve müritleri çok sayıda idiler. İşte 13.yüzyıl başında Horasan ve diğer Türk yurtları Moğallar tarafından işgal edilmişti. Moğolların dayatmacı, yağmacı ve kötü yönetiminden kaçan aydınlar Anadolu’ya kaçtılar. Çoğu Mutasavvıf olan ve Horasan Erenleri denilenlerin arasında, Belh’ten Konya’ya gelen Mevlâna ve babası da vardı.
Mevlâna ve babası Anadolu’ya yepyeni bir fikir, ahlâk ve iman canlılığı getirdiler. Büyük şehirlerde dergâhlar kurdular. Kasaba ve köylere varıncaya kadar tekkeler inşa ettirdiler.

3- 13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu’nun siyasi yapısı karışıktır. Sağlam bir devlet otoritesi yoktur. Moğol akınları ile memleket yağmalanıyor, yakılıp yıkılıyordu. Şehirde, köyde güvenlik kalmamıştı. Mal, mülk elden zorla alınıyor, ölmek ya da yaşamak tesadüfe bağlı bulunuyordu. Bu huzursuzluk, insana dünyadan el etek çekmeyi va’z eden ve pırıl pırıl ilâhi bir alemin kapılarını açan tasavvufa rağbeti sağlamıştır. Hayatları teminatsız insanlar, tarikatın mânevî havasında veya bazı şeyhlerin nüfuzu altında huzur arıyorlardı.

Tasavvuf konaklarda, şiir ve sanat neşesi olurken; halk arasında ahlâk öğütleri şeklinde yayılıyordu. Fakat tasavvufun yayılmasında rehberlik eden asıl teşkilat “Ahilik”ti. Bektaşilik, Melâmilik, Nakşibendilik, Bayramilik gibi millî tarikatler hep ahilik teşkilatından çıktı.

Tekke şiirinin Türk Edebiyatında kaynakları 12.yüzyılda Horasan’da Ahmet Yesevî’nin hikmetlerinde görülmüştür. Şiir ve fikir tarihimizdeki yerleri, dil ve edebiyatımızı kurtarmak yolundaki hizmetleri için hiç bir şeyle kıyas edilmeyecek değerdedir. Tekke şiirinin ilk ve en güzel örnekleri 13.yüzyılda görülmektedir. Bu geleneğin büyük şairi olan Yunus Emre, 13.yüzyılda yetişmiştir. 13. - 14. ve 15.yüzyıllarda parlak çağını yaşayan Tekke şiiri, 20.yüzyıla kadar da eser vermeye devam etmiştir.

Özellikle Yunus Emre, Anadolu sahasında halk diliyle halka islâm dininin bütün kurallarıyla anlatan Tekke edebiyatının en büyük şairidir. Orta Asya’da Ahmet Yesevî ile başlayan Türk Tasavvuf Şiiri, Türkistan, Horasan ve Anadolu’da en üstün seviyeye Yunus Emre’yle ulaşmıştır.

14. yüzyılda Anadolu’da Tekke edebiyatı, 13. yüzyıldaki kadar bahtiyar bir devir yaşamamıştır.
O kadar ki bu asırların Tekke şairleri, şiiri Yunus gibi söylemeğe çalışmakla kalmamış, bazen Yunus’un ya “ Emre”liğini ya da bizzat Yunus adını unvan olarak kullanmışlardır.




SAYFA 72:

1-a) Kafiye-Redif

... benden beni a -i / -ü: redif
... gerek seni a -n: yarım kafiye
... dün ü günü a
... gerek seni a

... sevinirim b
... yerinirim b
... avunurum b
... gerek seni a

..öldürür
...daldırır
...doldurur
...seni
dürür,dırır, durur REDİF

...üzem
...düşem
...endişem em:TAM KAFİYE
...seni


...sohbet gerek
...ahret gerek gerekker:REDİF
...gerek et:TAM KAFİYE
... seni

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------


SAYFA 74:

6)Siirde ask;atese,denize,zincire benzetilmistir.Askın bunlara benzetilmesinde ne kadar cileli ve zor bir yol oldugunu anlatmak amacı vardır.

7)Siirde gecen isimler;Leyla-Mecnun,Hz.Yusuf 'tur.Leyla-Mecnun Allah askını anlatmak icin kullanılmıstır.Yusuf Peygamber de Kuran'da kıssası olan güzelligiyle ünlü bir peygamberdir.Yine Allah'ın güzelligini,askının büyüklügünü vurgulamak icin kullanılmıstır.

8-
-Mutasavvıf bir sairdir.
-Dini-Tasavvufi halk sairidir.
-Siirlerinde sade bir dil kullanmıstır.
-Siirlerinde tasavvufi konuları islemistir.

9) 1. ve 2. dörtlükler icin Yunus Emre'yi en iyi yansıtan dörtlüklerdir

Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri "Şerri" esaslara ve "Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.

=>>>İSLAMİYETİN KABULU İLE TÜRK TOPLUMUNDA GÖRÜLEN KÜLTÜREL DEĞİŞİMLERİ ARAŞTIRINIZ<<<=

Türk İslam Toplumlarında, kültürel hayat, islam kültür çevresinin etkisi altında gelişti. Türklerin bu çevreye girmeleri onların her alanda ilerlemesine ve yükselmesine sebep oldu. Türk düşüncesi, bir yandan tarihi gelişimini devam ettirirken diğer yandan İslam düşüncesi ve felsefesiyle bütünleşti. Bu toplumların hayat tarzlarında islamın yüce ve ebedi ilkelerine, esaslarına ve kurallarına uyum sağlayacak değişmeler meydana geldi. Hukuk düzenleri "Şerri" esaslara ve "Törelere" göre yeniden kuruldu, düzenlendi. Arap ve Fars dil ve kültürlerinin baskısına rağmen, Türk dili korundu. Karamanoğullarının başlattıkları resmi dilin türkçe olması hareketi, bazı olumsuz dönemler dışında devam etti. İslamın koruyuculuğunu üstlenen Türkler, Türk tasavvuf düşünce ve eylemleriyle müslümanlığın çağlar boyu gelişmesini ve yönlendiriciliğini sağladılar. Anadolu Türk toplumu oluşturduğu kültür çevresinde, manevi ve maddi kültür hayatını sürekli şekilde güçlendirdi. Kurduğu imparatorluklar o çağların siyasette, sosyal düzen ve sosyal adalette, iktisadi alanda, özellikle bilimde, eğitim ve öğretimde, hukuk hayatında, en medeni ve en ileri devletleri oldular. Osmanlı imparatorluğu kuruluşundan başlayarak, tarihi varlık alanından çekilişine kadar altıyüz yıl boyunca İslam Dünyasının, Türk İslam kültür çevresinin tek temsilcisi oldu. Bir dünya devleti niteliğini koruyarak, kültür hayatını inançlarda, adalette, dilde, musikide, sanat ve estetikte, mimaride, folklörde, eğitim ve öğretimde, sosyal ilişkilerde, diplomasi de özenle güçlendirdi. İnsanlık tarihine sayısız örnekler verdi. Kültür varlığımızın zenginleşmesini sağladı.



SAYFA 73:

-m= redif -e=yarım kafiye
-m= redif -d yarım kadiye

1-b) 8 li hece ölçücü vardır 4+4=8
tasavvufi bir eserdir
C) bu ialhiyi düz yazı gibi okuyamayız çünkü ahenk bozulur

2-b) yunus emrenin şiiri daha öabuk ezberlenir çünkü ahenk şiirin akılda kalmasını sağlar
umarım yardımcı olabilmişimdir bunların doğruluğundan eminim. &*uot;şiirin her biriminde neler anlatılmak istenmektedir&*uot; bu soruyu göremedim uamrım işine yara

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Bu dörtlükte şair; Allah aşkıyla kendinden geçtiğini ve kendisine sadece Allah'ın ve sevgisinin gerekli olduğunu, bunun haricinde hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını söylemiş.


Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Varlık veya yokluk kaygısı olmadığını, tek avuntusunun Allah aşkı olduğunu söylemiş.


Aşkın aşıklar oldurur
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşık olabilmek için Allah'ı sevmek gerektiğini, aşk denizine ancak bu şekilde dalabileceğini söylüyor.


Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Dünümün ve bugünümün tek endişesi Allah'tır. Onun aşkının sarhoş edici şarabından içip Mecnun gibi dağlara düşmek istiyorum. Bana yalnızca Allah aşkı gerekiyor. Başka bir şeye ihtiyacım yok.

SAYFA 75 - 76 - 77:

-Bu sözcükler ve eklerin belirli bir ilişki içerisinde verilmesi şiire nasıl bir katkı sağlar?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.

-Sözcükler ve ekler arasında kafiye,redif ilişkisini belirleyiniz
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye

eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif

ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
ler:redif

lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
lar:redif

den:redif gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye


-Şiirin birim değerini ve sayısını belirleyiniz
Dörtlük

-Birimlerde anlatılanları ve şiirin temasını belirleyiniz.
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.

-Şiirde geçen''şah,abdal,aba,hırka,post,aşık,evliya,pır''k avramları hangi düşünce sisteminin etkisini gösterir?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.

-Şiirde geçen ''dara durmak''hangi anlamda kullanılmıştır?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar "Enel Hak diyen" Hallac-ı Mansur'un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk'a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.

-Nefeste geçen kişi adlarını bulunuz.Kişi adları şiirde hangi amaçla kullanılmıştır?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek

Metinden yola çıkarak Kaygusuz Abdal'ın fikri ve edebi yönü hakkında çıkarımlarda bulununuz
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal'ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.

-Nefeste Kaygusuz Abdal'ın en güzel ifade eden dize ve sözcük sizce hangisidir?Neden?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.

SAYFA 77:

1- acep derdime derman bulunamamış
sabır ettikçe devamı qelmiyor
2-mum gibi baştan aşğıya yanıyorum
bu yanmanın sebebi yokmu
3-düşmanlar ben ağlıyorum diye gülüyor
şu kafirlerin imanı yokmu
4-gamzenin oku deler yüreğimi
snin gönlünde bana yer yokmu
5-kanımı su gibi toprağa attın
ne zannettin garibin kanı yokmu
6-yüzünün güzelliğiyle gururlanıyorsun
kusurun hiç yokmu
7-seni sevmenin imkanı yokmu.

1.kıta:çektiğim bu aşk acısının dermanı yokmu?
2.kıta:benim aşk acısıyla yanmamın bir sonu yokmu?
3.kıta:düştüğüm bu duruma düşmanım gülmekten vazgeçsin.
4.kıta:bakışların yüreğimi deliyor.
5.kıta:ben senin için kanımı akıttım. sen benim için akıtacak kanın olmadıgını sanıyorsun.
6.kıta:yüzünün güzelliği ile övünüyorsun ama kişiliğin beş para etmez.
7.kıta:sen bana yüz vermiyorsun ama seni elde etmenin bir yolu yokmu?
SAYFA 75:

b-BU SÖZCÜKLERİN VE EKLERİN BELİRLİ Bİ İLİŞKİ İÇERİSİNDE VERİLMESİ ŞİİRE NASIL BİR ETKİ SAĞLAR?
Bunlar birbirleriyle kafiyeli sözcükler. Şiire ahenk açısından bir katkı sağlar. Şiirin kulağa hoşgelmesini, akılda kolay kalmasını sağlar.

c-SÖZCÜKLER VE EKLER ARASINDA KAFİYE REDİF İLİŞKİSİNİ BELİRLEYİNİZ.
ne:redif i:yarım kafiye
gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye
eyü: zengin kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif
ınur:redif y:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
ler:redif
lar(ler):redif k:yarım kafiye gelür şahum Abdal Musa'ya:redif
lar:redif
den:redif gelür şahum Abdal Musa'ya:redif lar:redif ag:tunç kafiye

2.a-ŞİİRİN BİRİM DEĞERİNİ VE SAYISINI BELİRLEYİNİZ.
Dörtlük

2.b-BİRİMLERDE ANLATILANLARI VE ŞİİRİN TEMASINI BELİRLEYİNİZ
Şair, şahının (Adbal Musa) üstün özelliklerinden bahsediyor.

3.a-ŞİİRDE GEÇEN ''ŞAH, ABDAL ,ABA, HIRKA, POST, AŞIK, EVLİYA, PIRK'' KAVRAMLARI HANGİ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN ETKİSİNİ GÖSTERİR?
Bu terimler tasavvuf edebiyatında kullanılır.


5-ŞİİRDE GEÇEN ''DARA DURMAK'' HANGİ ANLAMD AKULLANILMIŞTIR?
Diz üstü duruşuyla temsil edilir. Nesimi gibi yol uğruna postu (deriyi) vermeye, asılmaya hazır olma anlamına gelir. Bunlar "Enel Hak diyen" Hallac-ı Mansur'un anısına tekkeye bağlanmanın yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Bir hizmetin konusu olan ya da bir hizmeti yerine getirmek isteyen her can, önce buraya çıkar ve teslim olur. Bu dara durmak, dara çekilmek, dara çıkmak, dara kalkmak terimleriyle ifade edilir. Pir, mürşit ve rehberin oluşturduğu cem mahkemesinde yargılanmak için durulan yeri anlatmak için de kullanılan bir deyimdir. Suç işleyen, hatalı görülen Yol eri, meydan yada meydan odasının ortasına çağırılarak sorgulanır, yargılanır, gerekirse hakkında durumuna uygun bir ceza verilir. Böylece bu uygulama sırasında cemaatin ve dedenin huzurunda yargılanan kimsenin bulunacağı şekil ve durumlar gösterilmeye çalışılmaktadır. Yargılanan meydan odasının ortasına gelir, ayaklarını mühürler, kollarını göğsünde çapraza alır, başı öne eğik durur. Sonraki aşamalarda uygun olan dar durumlarından birisi aldırılır. Dardan indirme töreni Hakk'a yürüyen hak yolcusu için göçüşünün üçüncü, yedinci ya da kırkıncı günü yapılan törene verilen addır.



6-NEFESTE GEÇEN KİŞİ ADLARINI BULUNUZ. KİŞİ ADLARI ŞİİRDE HANGİ ANLAMDA KULLANILMIŞTIR?
Şiirde kullanılma amacı şahının üstünlüklerini açık açık belirtmek.

7-METİNDEN YOLA ÇIKARAK KAYGUSUZ ABDAL'IN FİKRİ VE EDEBİ YÖNÜ HAKKINDA ÇIKARIMLARDA BULUNUNUZ.
Fikri yönünden incelediğimizde Kaygusuz Abdal'ın Alevi olduğunu görmekteyiz. Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir. Hece ölçüsü, anlaşılması kolay bir dil, halkın ilgisini çekebilecek güncel bir konu.

8-NEFESTE KAYGUSUZ ABDAL'I EN GÜZEL İFAD EDEN DİZE VE SÖZCÜK SİZCE HANGİSİDİR? NEDEN?
Bence son dörtlüğün üçüncü dizesi. Çünkü pirinden ayrı kalmanın acısıyla yazdığı şiiri bu dizede özetlemiştir.


KAYGUSUZ ABDAL

Edebi yönüne baktığımızda tipik bir halk şairidir.
Dili sadedir
Hece ölçüsü kullanmıştır.
Konusu halkın ilgisini çekebilecek güncel konulardır

SAYFA 78: TABLO

BENZERLİKLER :
Her ikisindede aşk konusu işlenir.
Gazelde ilahi ve mecazi aşk konuları, ilahide yalnızca aşk konusu işlenir.
Her ikisindede dini terimler kullanılır.
Her ikisininde son bölümünde şairin mahlası vardır.
Kafiye ve redif kullanılır.

FARKLILIKLAR :
Nazım şekli:İlahi halk edebiyatına aittir. Gazel ise divan edebiyatına ait.
Nazım birimi:İlahi dörtlük ve gazel ise beyittir.
Ölçü:İlahide hece ölçüsü gazelde ise aruz ölçüsü mevcut.

SAYFA 79:


6-a)
Benzetme : Kan suya benzetilmiş.
Aşık kendini muma benzetiyor.
Eğretileme : acep şol kafirin imanı yok mu
Zıtlık : Ağlamak Gülmek, Dert Derman
Soru Sorma : Son mısralarda soru sormaktadır.
b)
mum : aşık
kafir : maşuk(aşık olunan kişi)
gamze : sevgilinin yan bakışı
peykan : ok

7.SORU:
aşk acısı,özlem,ümitsizlik,hüzün,çaresizlik

8.SORU:
Divan edebiyatının ilk temsilcilerindendir.
Edebi sanatlara yer vermiştir.
Dili sanatlıdır.
Tasavvuf etkisi görülmez.

SAYFA 81:

BENZERLİKLER : Her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır.
Dinsel konular tabiat ve doğa güzelliği aşk gibi konular İşlenmiştir.

FARKLILIKLAR:

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ: -- İSLAMİYET SONRASI TÜRK ŞİİRİ:
Nazım birimi dörtlüktür -- Nazım birimi beyittir
Yarım kafiye kullanılır -- Tam kafiye redif kullanılır.
Hece ölçüsüyle yazılır -- Aruz ölçüsüyle yazılır.
Dili sade ve öztürkçedir. -- Arapça ve farsça kelimeler kullanılır.
-- Sanatlı bir dil kullanılır.


SAYFA 80:
"Vesîletü'n - Necât" adlı mesnevinin günümüz Türkçesi:

Allah ın adını zikr edelim ilk önce
Her işte vacip olur insanlara

Her kim her zaman Allah adını söylerse
Her işinin iyi olmasını sağlar(AllAH)

Her işşin önü allah adıyla başlarsda
Herkesin sonu iyi olur

Her nefeste Allah adını de
Her iş ALLLAH adı ile olur

Güzelce bir kez Allah denirse
Bütün günahlar dökülür

Temiz olverir adını söyleyen
Her muradı olur Allah diyen

Aşk ile gel Allah diyelim
Ağlayarak ah edelim

Bakarsın rahmet kılar
O kerimdir rahimdir ..

Birdir o birliğine söz yooktur
Gerçi yanlış söyleyenler doktu

Kimse yok iken o vardı
Herkesten güçlü idi....

SAYFA 81:

BENZERLİKLER:

Her ikisinde de hece ölçüsü kullanılmıştır (Halk edebiyatı mahsüllerinde). Dinsel konular, tabiat ve doğa güzelliği, aşk gibi konular işlenmiştir. Şiir türleri yapı bakımından benzemektedir (birim değeri, ölçü, kafiye). Bu benzerlikler halk edebiyatında vardır.

FARKLILIKLAR

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK ŞİİRİ:
Dörtlük
Yarım kafiye daha ağırlıklı idi.
Hece ölçüsü kullanılırdı.
Tema olarak dinsel konular da işlenmesine rağmen İslami bir inanç olmadığı için dinsel konulardır.
Öztürkçe kullanılırken, kolay, duru bir Türkçe ile yazılmıştır.


İSLAMİYET SONRASI TÜRK ŞİİRİ:
Özellikle Divan edebiyatında beyit ön plandadır.
Tam kafiye ve redifler ön plandadır.
Ağırlıklı olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Türk edebiyatındaki kadar ağırlıkta değildir.
Özellikle Arapça ve Farsça kelimelerin çokça dilimize girdiği görülmektedir.
Özellikle divan edebiyatında çok sanatlı bir dil kullanılmıştır.

SAYFA 83: TABLO

vahdet-i vücüd=varlık tektir....
insan-ı kamil=nefis........
fenafillah=nefsin aruzlarından...
masiva=allah dışında..
2:E
3:D
4:D,D,D,Y
5:C
6:İnsan-ı kamil , tekke dergah , ilahi aşk , mürit derviş
7:tekke dergah , allah, ilahi aşk şarabı sunan mürşit , nefsiöldürmek için yapılan zühd terbiye
8:E

SAYFA 84:
1 ETKİNLİK:

Deniz kenarına oturmuş dalgaların kıyıya vuruşunu seyrediyorum. Uzaktan büyük gibi görünen dalgalar köpük köpük noktalıyor yolculuğunu. Tepemde güneş batmaya can atıyormuş gibi karşıma geçiveriyor hızla. Parlaklığı kızıla bırakıyor büyük bir ihtişamla. Artık denizde mavi değil,sereserpe teslim ediyor kendinin güneşe. Dalgaları değil artık yakamozları seyrediyorum bir yaz günü günbatımında.

SAYFA 86:

1.a-Simbatın harap bir kaleyi tamir ettirip yerleşmesi,müslümanların dehşet saçmaya başlaması,seyitin yola çıkması,kaleyi dolaşıp gördüğü su deliğinden içeri girmesi anlatılıyor.

2.ETKİNLİK

a.Battalname ile ilgili olan 8. yüzyılda olusturuluyor fakat 15.yüzyıl da yazıya geçiyor teması battal gazinin kahamanlığı ..... birde battalname metninden şunlar anlaşılıyor gaza ve cihat anlayışı tarım ve hayvancılıkla uğraşıdığı ve battal gazinin bir tımarlı sipahi olabileceği

b.Silah yerine kılıç kullanıldığı,kaleler olduğu,cihat ve gaza anlayışı

2.Tarkan ve Cüneyt Arkın filmleri

3-SORU:

METNİN YAPISINI OLUŞTURAN ÖGELER:
Olay örgüsü,
Kişiler,
Zaman,
Mekan

*METNİN YAPISINI OLUŞTURAN ÖGELER ARASINDAKİ İLİŞKİ:
Metnin yapısını oluşturan öğeler arasında organik bir bağ vardır.Yaşanan olay belli bir zamanda, belli bir mekanda kahramanlar arasında yaşanır.
Metne bir bütünlük kazandıran olay örgüsünün meydana gelmesini sağlayan yönde budur.

SAYFA 87:

BATTAL GAZİ DESTANINDAKİ KAHRAMANLARIN TİP ÇÖZÜMLEMESİ TABLOSU
1.a.karakter b.tip c.tip
2.a.dinamik b.duragan c.duragan
3.a.tümü b.tümü c.tümü
4.a.olumlu b.olumsuz c.olumlu
5.a.evet b. evet c.hayr
6.a.var b.yok c.var
7.a.evet b.evet c.evet
8.a.hayır b.evet c.evet

SAYFA 88:

5-MEKANIN VE ZAMANIN ANLATILDIĞI CÜMLELER:
Mekan:Seyit yürüdü ///kaleyi/// dolaştı.Mekan kale oluyor.
Simbat ///saraya/// geldi.
Seyit dahi sarnıça düştü.
Zaman:Yatsı vaktiydi erteye değin........
Alem düşmanlardan boşalınca..........
Mekanın ve zamanın anlatımı
Mekan:Mekanlar sadece adları söylemektedir.Tasviri yapılmamaktadır.
Zaman:Kesin bir zaman ifade edilmemektedir.

6.a-Metinde olaylar ilahi bakış açısına sahip bir anlatıcı tarafından anlatılmaktadır.

b-Kişiden kişiye değiştiği için cvbı sana bırakıyorum.

7-
Tasvirler:Sevindiğinden///ağlaya ağlaya///evine geldi.
Seyit///karanlıkça///bir yerde kaldı.
Tasvirlerin işlevleri:Tasvirlerin amacı anlatılanların okuyucunun zihninde canlanmasıdır.Bunlar verilemezse anlatımda akıcılık olmaz.

8.Günümüz türkçesine benzeyen bazı sözcükler vardır.Ancak bunlar ses değişikliklerine uğramışlardır.Mesela üç yirden kolanın berkitti diyor üç yerden sıkılaştırdı olacak.

SAYFA 93
3. ETKİNLİK

Anadolu’nun fethini ve bu fethin kahramanlarını anlatan, 12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslâmî Türk destanlarından biridir. Danişmend-nâme'de anlatılan olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek adlarıyla anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak görülmüştür


DELİ DUMBUL
*İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
*Hikayede olaylar nesir, kahramanların duygu ve düşünceleri nazım ve nesirle dile getirilmiştir.
*Arı bir dil kulanılmış, olağanüstü olaylara yer verilmiştir.
*Tasvirlere başvurulmuştur.

SATFA 93:

b)Teması:aile olmanın değeri

2. ETKİNLİK

a)Adil bir yapı yok. İslamiyet inancının yoğun bir şekilde olmasına rağmen farklı dinler görülüyor.

b)-?

2)Tema evrenseldir

3)Metnin yapısını oluşturan ögeler
*Olay örgüsü
*Kişiler
*Zaman
*Mekan
*Ve dil anlatım(olay çevresinde oluşan metinlerde dil anlatıma da dikkat edilir)

SAYFA 93:

OLAY ÖRGÜSÜ SIRASI:
12-2-4-10-5-7-13-3-9-11-1-6-8


KARAKTER ÇÖZÜMLEME TABLOSU:
(sırasıyla 1,2,3,4,5)

...............deli dumbul........;........anne baba ............;.......... eş

1.........: deli ,zorba ,çıkarcı;......canları kıymetli,bencil ; fedakar,eşini
............................................. insanlar....................;biri

2)........:dinamik.......................durağan ................... ;durağan

3)........:Allah ın varlığını ve ; metinde zaten pasif karakterler(anne baba
birliğini kabul etmemesi .......................................ve eş)
yaptığı köprüden geçendende
geçmeyenden de para alması

4).......)sosyal ortam deli dumbulu etkilemiş.çünkü yaşadığımız devirde onun yaptığı davranışlara pek de rastlanılmamış.diğer karakterleri ise sosysal ortam etkilememiştir.
5).........:karakterlerden deli dumbul gibi bir kişi toplumumuzda olamaz.anne baba için;her anne baba evladı için canını vermeye hazırdır.eş içinse;toplumumuzda kadın eşi için canını vermeye hazırdır.o vermese bile erkek söke söke alır.

c. öğüt vermez tebrik ederdim
ç. idam ettirirdim

6.a- Dede korkut , ilahi bakış açısıyla yazılmıştır.

b-Metin gayet güzel ben olsam birde sonuna şunu eklerdim deli dumrul artık Allah'a bağlı inançlı bir insan oldu derdim.

7.a-
Kara dağlar
Soğuk soğuk sularım
Tavla tavla koç atlarım
Penceresi altın otağım
Katar katar develerim
Beyaz koyunum

b-Tasvirler çıkartıldığında cümleler çok basit oluyor

SOSYAL ORTAM VE ÇEVRE BU KARAKTERİ NASIL ETKİLEMİŞTİR?
Deli dumrul:Olumlu
Anne-baba:Olumlu
Eş:Olumlu
BU KARAKTERLERİN SİZİN TOPLUMSAL YAPINIZDAN FARKI VARMIDIR?
Delidumrul:vardır
Anne-baba:yok
Eş:var

SAYFA 96:
8. SORU:

Sırasıyla altı çizili kelimeler; Niçin, Ederdi, Benden, Var Mıdır, Benimle, Bahadırlığım, Yiğitliğim, Meğer, Konmuştu, Yah şi, Emriyle, Yetti, Kavga, Hanım, Bey, Kanatlı.

SES ÖZELLİKLERİ:
-Cümleler kısadır.
-Dil sadedir.
-Alti çizili kelimeler ses değişimine uğramıştır.
-Ses düşmesi vardır.

SAYFA 83: SAYFA 102 DEKİ ETKİNLİĞE YÖNELİK:
1. ETKİNLİK:


DANİŞMENDNAME
1.a-
1.Melik danışment bir gece rüya görür.
2.Rüyadan kısa bir süre sonra bir elçi kağan tiginin mektubunu getirir.
3.Mektup okunduktan sonra Abdurrahman Tokati otağa gelir.
4.Yirmibin askerle tokata gidilir.
5.Tokat yakınlarında düşmanla savaşılır.
6.Melik danışment düşman beylerini dine davet eder.
7.O gece yine bir rüya görür.
8.Rüyasında kendisine verilen dua ile gümenek ırmağının suyunu keser.
9.O gece yine rüya görür.
10.Melik danışment cincike ovasında konaklar.
11.Melik danışmentin kahramanlıkları anlatılır.

9. Sınıf Edebiyat Sayfa 115

115.sayfa
1)anlamladırılmaz
2)bitmemiş senfoni ve moby dick metinlerinden alınan cümlelerden yazının edebi metin olduğu anlaşılmaktadır.ama diğer verilen cümleler bilgi vermek amacıyla yazılmış bir düzyazıdır.edebi bir metin değildir

9. Sınıf Edebiyat Sayfa 117

117. sayfa 1. etkinlik:
Ahmet Hamdi Tanpınar (23 Haziran 1901 İstanbul-24 Ocak 1962 İstanbul) Türk romancı ve şairdir.
Lise öğrenimini Antalya Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1923 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Liselerde, yüksek okullarda çeşitli dersler okuttu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı. 1942-1946 yılları arasında Maraş Milletvekili olarak görev yaptı. Bir süre Milli Eğitim müfettişliği yaptıktan sonra 1949 yılında Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki görevine döndü.
Gençlik yıllarında Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in talebesi ve dostu olmuş, Batı edebiyatından Paul Valery ile Marcel Proust’u kendisine üstad olarak seçmiştir. Bu yazarlar edebiyatta güzellik ve mükemmeliyete ön planda yer verirler. Onlara göre edebiyat, tıpkı resim ve musiki gibi “güzel sanat”tır. Onlardan farkı, boya ve ses yerine, insanı ve hayatı anlatmada bu iki vasıtadan çok daha zengin olan dili kullanmasıdır.
Tanpınar şiiri hayatının en büyük ihtirası haline getirmiş, fakat asıl kabiliyetini şiir estetiğine göre yazdığı mensur eserlerde göstermiştir. İlk şiiri 1920’ de yayımlanmıştı. Geniş okuyucu kitlesi onu umumiyetle lise kitaplarına ve antolojilere giren “Bursa’da Zaman” şiiri ile tanır. Altmış kadar şiirinden ancak otuz yedisi ile, tek şiir kitabını ölümüne yakın çıkardı: Şiirler (1961; Bütün Şiirleri adıyla genişletilmiş olarak 1976). Şiirlerinde bir imaj ve müzik kaygısı taşıdığı, hikaye ve romanlarında da, başta zaman tema’sı olmak üzere, psikolojik anları, bilinçaltını aradığı, yansıttığı görülür. (Geniş bilgi Prof. Mehmet Kaplan’ ın Tanpınar’ ın Şiir Dünyası;1964 kitabında).
Çeşitli baskıları olan eserleri Dergah Yayınları’ nda toplanmaktadır. Enis Batur, 1992 yılında Ahmet Hamdi Tanpınar’ dan “Seçmeler” adlı bir kitap hazırladı. Yazar ile ilgili yayınlanmış en son eser 2007 yılının sonunda çıkan “Günlüklerin Işığında Tanpınar’la Başbaşa”dır. Eser Tanpınar’ın 1953 yılında yazmaya başladığı ve 1962 yılında vefatına kadar tuttuğu notlardan oluşmaktadır.

9. Sınıf Edebiyat Sayfa 109

anlama yorumlama;1.soru;;
gonderıcılık işlevınde yazılmıstır.
2.soru;;
yazılan olayları dısarıdan izlemıs ızlenımlerı yazmıs ılahı bakıs acısı vardır.
3.soru;;
ıstanbuluhn ozellıklerınden bahsetmıs.cosku verıcı bır metındır.surukleyıcıdır…
4.soru;;
ılahı bakıs acısı vardır.
5.soru;;
evet.anlatıcı olayları kendı ınandırıcılıgı ıle anlatır.bu sorudan fazla emın degılım gecen senekı konularım ama eksık yazmısım …
olcme degerlendırme;;1.soru;Y D
2.soru;;
ılahı bakıs acısıyla yazılmıstır.
3.soru;;E
4.soru;,C

10. sınıf Dil ve Anlatım sayfa 183 184

sayfa:183
hazırlık
1-üniversiteyi bitirmiş iyi gelirli bir işe sahip olmak isterdim(tabi bu benim fikrim)
2-gelecek nesillere temiz,barış içinde,savaşın olmadıgı…bir dünya bırakmak isterdim
3-teknolojik gelişmeler olsun ama zararları da ortadan kalksın
1.ETKİNLİK:
*ÜTOPYA:gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller
*ortak özellikler:-hayalidir -gerçekleşmesi mümkün degildir
sayfa:184
1.metin

2-yazar gerçekleşmesi münkün olmayan olayları kendi bakış açısıyla anlatıyor
3-hayali özelliklere sahiptir
4-metinden hareketle anlatıcının hayal gücünün geniş oldugu ve gelecek hakkında ne düşündügünü ögreniyoruz
2.ETKİNLİK:”VE”,”OYSA”,”YANİ” bu kelimeler birer baglaçtır.
baglaçlar cümlede kelime veya kelime grupları arasında bag kurar.

lise 3 Dil ve Anlatım sayfa 142 143 144 145 146 147 148 149 150

142)

15.ETKİNLİK
*Alıyorum =>Şimdiki zaman, 1.tekil kişi
*Yapıyorum =>Şimdiki zaman, 1.tekil kişi
*Bayılıyorum =>Şimdiki zaman, 1.tekil kişi
*Böler => Geniş zaman, 3.tekil kişi
*Dolar => Geniş zaman, 3.tekil kişi
*Arıyorum => Şimdiki zaman, 1.tekil kişi
*”Alıyorum, yapıyorum, bayılıyorum ve arıyorum” fiilleri şimdi,ki zaman kipinde çekimlendikleri halde ” geniş zaman ” anlamı vermektedir.
*Fiillerdeki bu anlam kayması fiilerin farklı anlam ve zamanlarda kullaanılmasına olanak sağlamıştır.

ANLAMA YORUMLAMA
16.ETKİNLİK
*Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin gibi halk hikayelerinin içinde hayal unsuru ve olağanüstü öğelerin yer alması hikayelerin destansı anlatma örnek olmasını sağlar.
17.ETKİNLİK
Destansı Anlatımın Kullanıldığı Edebî Türler

*Roman *Tiyatro *Şiir
*Hikaye *Destan

18.ETKİNLİK

*Yaşadığınız bir olayı destansı anlatımın özelliklerini kullanarak anlatınız. Metindeki fiillerin kip ve şahıslarını belirtiniz. Metindeki fiilimsileri gösteriniz.

143

19.ETKİNLİK
*Hasta : Arkadaşım çok hastaymış. => Ek fiilin öğrenilen geçmişi,3.tekil
*Lezzetli : Yemek çok lezzetliydi. => Ek fiilin görülen geçmişi,3.tekil kişi
*Okuyan :Gerçeği bilen okuyandır. => Ek fiilin geniş zamanı, 3 tekil kişi
*Bahar : Ya gelen baharsa => Ek fiilin şartı, 3 tekil kişi
*Doktor : Kardeşim doktordur. => Ek fiilin geniş zamanı,3.tekil kişi

20.ETKİNLİK
* Bunu ona ulaştırırsan çok memnun olurum. (Geniş zaman-1 tekil şahıs)
*Onun uyarmasaydınız, aşağıya düşmüştü. (Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi-3. tekil şahıs)
*Lütfen buraya park etmesin. (Emir kipi-. tekil şahıs)
*Sınavı kazanmak için daha çok çalışmalısın. ( Gereklilik kipi -2. tekil şahıs)

21.ETKİNLİK
*Kırmızı kaplı kitap benim.
*Bugün hava çok güzel
*Bu öğrenci çok çalışkan.

**ÇME VE DEĞERLENDİRME
1.*Bir fiile -en, -esi, -mez, -er, -dik, -ecek, -miş ekleri getirerek sıfat-fiiller türetilir.
*Bir fiile -iş,-me,-mek ekleri getirilerek isim-fiiller türetilir.
*Bir fiile -ip,-erek,-inci,-dikçe,-eli,-ken,-meden,-diğinde,-meksizin,-cesine-e…-e,-ir,-mez,-esiye ekleri getirilerek zarf - fiiller (bağ-fiil)türetilir.
2.*Bütün kiplerin birleşik zamanlı çekimi yapılabilir. (Y)
Emir kipinin birleşik zaman çekimi yapılamaz.
* Fiilimsilerin olumsuzu yapılamaz. (Y)
Fiilimsiler olumsuzluk eki alır: Olmayan, görüşmemek, almayarak
*Destansı anlatımda şiir türünden yararlanılabilir (D)
3.Doğru cevap B seçeneğidir.”Arayın’’sözcüğü emir kipiyle çekimlenmiştir.Emir kipi ,dilek kiplerindendir. Ve dilek kipleri zaman bildirmez.
4.Doğru cavap B seçeneğidir. Diğer şıklardaki fiillerde (dal-, gir-, çık-,duyur-) anlam kayması olmuş, B seçeneğindeki fiil (sor-) anlamını korumuştur.
5.Doğru cevap D seçeneğidir.Destansı anlatımda sanatsız değil sanatlı bir dil lunlanılır. Diğer şıklarda destansı anlatmın özellikleri sıralanmıştır.
6. Doğru cevap B seçeneğidir. Sen ZAmiri ”-idi” ek fiilini alarak yüklem oluştur.

144

7.Doğru cevap B seçeneğidir. Geniş sıfatı ”-idi” ek fiilini alarak yüklem oluşmuştur.
8.*Olanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.
*Destan türünde yiğitçe havası vardır .
*Yapıpetmeler yani fiiller ön plandadır .
*Sürekli hareket vardır.
*Tarihi konular kahvamanlıklar işlenir.
*Etkileyici bir özellik taşır
9.Ek fiilin iki görevi vardır.
1.isimlerin ve isim soylu sözcüklerin sonuna gelerek onları yüklem yapar;
Bana bunları onlatan sendin
O, çok iyi bir insandı.
2.Basit zamanlı fiillerin sonuna gelerek bu fiilleri birleşik zamanlı fiile dönüştürür:
Ne zamandır bu kitabı okuyorum.
Yarın bize geliyormuş.

EMREDİCİ ANLATIM YAPILARI BAKIMINDAN FİİLLER (EYLEMLER)

HAZIRLIK
1. Toplum düzeni belli kurallarla sağlanmıştır. İnsanlar toplum içerisinde konunlarla belirlenmiş kurallara, örf ve adetlere göre hareker ederler.
2.Alıcıyı belli bir alana kanalize etmek, yönlendirmek ve telkin etmek amacıyla emredici ifadeler kullanılır
3.”Dur,sus,kalk” gibi emredici ifadeler söylenen eylemleri gerçekleştirmeye zorlayan ifadelerdir.
3. Trafik levhaları, trafikte uyulması gereken kuralları bildirir.

1.ETKİNLİK
Genel Kurallar
Karayollarında trafiğin akışı:MADDE 46- Karayollarında trafik sağdan akar. Aksine bir işaret bulunmadıkça sürücüler:
a)Araçlarını, gidiş yönüne göre yolun sağından, çok şeritli yollarda ise yol ve trafik durumuna göre hızının gerektiğinde şeritten sürmek , b) Şerit değiştirmeden önce gireceğişeritte, sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek , c)Trafiğin aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek , d)Gidişe ayrılan en soldaki şeridi sürekli olarak işgal etmemek, e)İki yönlü trafiğin kullanıldığı dört veya daha fazla şeritli yollarda aksine bir işaret bulunmadıkça, motasiklet, otomobil, kamyonet ve otobüs dışındaki araçları

145

kulananlar, geçme ve dönme dışında en sağ şeridi izlemek, zorundadırlar. Karayolarının belirli kesimlerinde, bu yollardan faydalanma zorunda olan hayvan sürücüleri, hayvanlarını veya hayvan sürülerini gidiş yönünde yolun en sağından ve en az genişlik işgal ederek ve imkan olduğunda taşıt yolu dışından götürmek zorundadırlar. (Değişiklik;25.05.1997-4262/4 md.)Bu madde hükümlerine uymayan sürücüler 3.600.000 lira para cezası ile cezanladırılırlar.

Kanunun hükmü ve amirin emri
MADDE 24.-(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2.) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulanyan sorumlu olmaz.
(3.) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilmez. Aksi taktirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4.) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmedinin konun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hali
MADDE 25.- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gercekleşen, gerçekleşmesiveya tekrarımuhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2.) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup , bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

İNCELEME
1.Metin
1.” Şeyh Edebali’in Vasiyeti”nde Şeyh Edebali,Osman Gazi’ye neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini öğüt niteliğinde söylediği için emredici anlatım kullanılmıştır.
2. Metinde dil ” alıcıyı harekete geçirme işlevi”nde kullanılmıştır.”Sabretmesini bil, üç kişiye acı, açık sözlü ol” gibi ifadeler bunu örnektir.
3. Gönderici
(Şehy Edebali)
ileti
(öğütleri )
kanal
(söz)
Alıcı
(osman gazi)
Bağlam (vasiyet)
*Metindeki ileti değeri taşıyan cümleler:
__Artık beysin
__Uysallık, gönül almak, katlanmak , hoş görmek , adeta, bağışlamak sana…
__Sabretmesini bil.

146

__ Şunu da unutma: İnsanı yaşat kidevlet yaşasın
__ ***** , atanı say!
__Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma !
__Gördüğünü görme! Bildiğini
__Sevildiğin yere sık gidip gelme!
__Cahil arasındaki alime, zenginken fakir düşüne ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı.
__Yüksekte yer tutanların, aşadakiler kadar emniyette olmadığını unutma.
__Haklıysam mücadeleden korkma!
2.ETKİNLİK
*Yukarıda verilen emir, öneri ve telkin mahiyetindeki ifadelerin metinde kullanılması metninemredici bir anlatım özelliği kazanmasını sağlamıştır.
2.ve3.Metinler:
1.Emredici anlatımların öğretici ve açıklayıcı yönleri de vardır .Verilen metinlerin de öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.
2.Metinlerdeki ifadeler geniş zaman bildirecek şekilde verilmiştir . Bu ifadeler kanun ve kuralların her zaman geçerli olacağı anlamını vermektedir.
3.ETKİNLİK
*Şeyh Edebali’nin Vasiyeti:Şeyh Edebali’nin Osman Gazi ‘ye verdiği öğütler bildirilmiştir. Osman Gazi nezdinde bütün okuyucuların metinde verilen öğütleri bilmesi ve uygulaması için yazılmıştır.
1982 Anayasası: Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarını bildirmek amacıyla yazılmıştır.
ÖSS Kılavuzu: ÖSS’ye giren adayların uymaları gereken kuralları bildirmek amacıyla yazılmıştır.
3.ETKİNLİK
*”Şeyh Edebali’nin Vasiyeti” metninde ikinci tekil şahıs zamiri ve ikinci tekil şahıs iyelik, ikinci tekil şahıs bildirme ekleri sıkça kullanılmıştır. Bu eklerin sıkça kullanılması anlatımın emredici bir özellik kazanmasında etkili olmuştur.
*”1982 Anayasası ” metninde üçüncü tekil şahıs zamiri ve geniş zaman kipi sıkça kullanılmıştır. Bu eklerin sıkça kulanılması anlatıma her zaman geçerli olan bir emredicilik anlamı katmıştır.
*” ÖSS Kılavuzu ” metninde de ikinci çoğul şahıs zamiri ve emir kipi sıkça kullanıldığı için anlatımı emredici bir özellik katmıştır.

147

5.ETKİNLİK
Fiil:
Değiştirilmez
Teklif edilemez
Devredilemez
Tanınamaz
Olamaz
Kulanılamazlar
Dokunulamaz
Tabi tutulamaz
Yapılamaz
Başlaya bilirsiniz
Unutmayınız
Sayılacaktır
İşaretleyiniz
Taşırmayınız
Kulanmayınız
Buruşturmayınız
Katlamayınız
Koymayınız
Siliniz
Düşülecek
Olacaktır
Bırakınız

Kipler
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman (olumsuz)
Geniş zaman
Emir kipi
Gelecek zaman
Emir kipi
Emir kipi
Emir kipi
Emir kipi
Emir kipi
Emir kipi
Emir kipi
Geniş zaman
Geniş zaman
Emir kipi
Cümleye Kattığı Anlam (Emir,Telkin,Öneri)
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Telkin
Emir
Telkin
Emir
Emir
Emir
Emir
Emir
Emir
Emir
Telkin
Telkin
Emir
*Cümlelerin emir, öneri veya telkin anlamı taşıması siillerin çekimlendiği kipkerle ilgilidir.
6.ETKİNLİK
Emredici Anlatımın Özellikleri
*Emredici anlatımda dil alıcı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
*Emredici anlatımda emir, telkin ve öneri anlamı taşıyan ifadelere yer verilir.
*Emredici anlatımların öğretici ve açıklayıcı yönleri de vardır.
*Cümlelerde fiiller hakimdir.
*Emredici anlatımın uyulması beklenen bir üslubu vardır.

148

7.ETKİNLİK
*kafasına koy =>anlamca kaynaşmış birleşik fiil
*kaleme al =anlamca kaynaşmış birleşik fiil
*gözüme gir =anlamca kaynaşmış birleşik fiil
*hareket et =yardımcı fiile kurulmuş birleşik fiil
*mutlu ol =yardımcı fiile kurulmuş birleşik fiil
*memnun olmak =yardımcı fiile kurulmuş birleşik fiil
*Hissetmek =yardımcı fiile kurulmuş birleşik fiil
*bileme =kurallı birleşik fiil
*söyleyiver =kurallı birleşik fiil
*öleyaz =kurallı birleşik fiil
*verebil =kurallı birleşik fiil
*yapadur =kurallı birleşik fiil
*koşuver =kurallı birleşik fiil
*bakakal =kurallı birleşik fiil
*yukarıda verilen birleşik fiil örneklerini birer cümlede kullanınız.
8.ETKİNLİK
*.Yazabildi => yeterlilik
*Koşuver =>tezlik
*Gidedur =>süreklilik
*Düşeyazdı =>yaklaşma
9.ETKİNLİK
REKLAM:
Reklamlar, üretilen bir malı müşteriye tanıtmak ve beğendirmek veya gösterilen kolaylıkları duyurmak için söz , yazı veya resimle yapılan duyurulur .
Üretilen malların sürümünü sağlama amacı ile hazırlanan reklamlarda, halkın hoşlanarak kullandığı kelime ve deyimlerden yaralanmalıdır. Mümkün olduğu kadar akılda kalabilecek, slogan niteliğinde, kısa söz ve fikirler kulanmalıdır . Reklamlarda görsel malzemeye ağırlık verilmeli, söze fazla yer verilmemelidir.Söze hiç yer verilmeyen sadece görsel nitelikli reklamlar da hazırlanmaktadır.
Özellikle son yıllarda, televizyonun toplum hayatımızda önemli bir yere sahip olduğunu gören reklamcılar, çizgi film ve sinema tekniğinden yararlanarak canlı reklamlar üretmeye başladılar. Bunu yaparken, halkın sevdiği masal, fıkra ve tarıh kahramanları ile

149

film, ses ve söz sanatçılardan yararlanmaktadırlar. Mesela, ”film sanatçısı A saçlarını X şampuanları ile canlı tutar.”.”futbolcu B de bankamızın zengin imkanlarından yararlanıyor.” gibi.
Reklamlar bir malın, benzerlerinden üstün olduğunu veya diğerlerinin sahip olmadığı nitelikleresahip olduğunu göstererek müşterileri etkilemeye çalışır. Yalnız bu yapılırken ”en üstün”,”en gerçek” ,”en tatlı”,”en tanınmış” gibi kalıplaşmış sözler kullanılmamalıdır, çünkü fazla etkili olmaz. Bunun için yerine göre, halkın hafızasında kısa zamanda yer edecek tasvir özelliği kuvvetli bir kelimeden yararlanılır veya bir benzetmeye başvurulur.

(Kompozisyon Sanatı, Sanatı Öner, Yuva Yayınları,ist.2005)
10.ETKİNLİK
*Davranmalıdırlar * Yakalanmaz *Yoksun bırakılamaz
*Bulundurulamaz * Tutuklanmaz *Olöalıdır
*Yapılmaz * Sürgün edilemez *Özendiröeli
*Bulunulamaz * Suçsuz sayılır *Geliştirmelidir
*Verşlemez * Suçlu sayılamaz

*Metinde geçen bu fiillerle insanların yapması veya yapmaması gerekenler bildirilmiştir. Altı çizili olan fiiller edilgen çatılı fiillerdir. Yani fiilin bildirdiği yargıya yapan belli değildir.
11.ETKİNLİK
4.METİN
Fiil Fiil Çatısı
*taşıdım *etken
*gerekiyordu (korumam) *etken
*yaptım *etken
*gerdim *etken
*yatmıyordum *etken
*yatıyordum *etken
*veriyordu *etken

5.METİN

Fiil
*taşındı *edilgen
*gerekiyordu(korunması) *edilgen
*yapıldı *edilgen
*getirdi *edilgen
*yatılmıyordu *edilgen
*yatılıyordu *edilgen
*veriliyordu *edilgen

150

*Fiilin bildirdiği iş, oluş veya hareketi yapan kişinin belli olduğu durumlarda etken çatılı fiiller ,fiilin bildirdiği iş, oluş veya hareketi yapan kişinin belli olmadığı durumlarda da edilgen çatılı fiiler kullanılır.
12.ETKİNLİK
*Gel , gel ne olursan yine gel,
İster kafir,ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız,umıtsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan ds yine gel..
***ümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir…
(MEVLÂNA)

*Yukarıdaki metindeki fiilerin çatısını bulunuz.
*Etken çatılı fiilleri edilgen, edilgen çatılı fiilleri etken fiile çevirerek metni yeniden yazınız.
*Bu iki metni karşılaştırırken kullanılan fiil çatısının anlatımda önemli bir unsur olduğunu göz önünde bulundurunuz.
13.ETKİNLİK
Fiiller
dolansın
görüneyim
bürüneyim
Fiil, kim tarafından gerçekleştirilmiştir ?
o (yiğitler)
ben
ben
İşten etkilenen kimdir ?
Fiili yapan kişi
Fiili yapan kişi
Fiili yapan kişi
14.ETKİNLİK
*Yine bir bahar sabahı güneş, bahçesindeki evvel zamandan kalma çitlembik ağaçlarının üstünden doğarken Cabir Efendi de kapısında göründü.
Yüklem-Dönüşlü
*Bu kalabalıktan ve ışıktan çok memnun görünüyorlar.
Yüklem-Dönüşlü
*Dondurma, Bursa havlularının katmer katmer üzerine yerleştirildiği eski dondurma kutularından yenir.
Yüklem-Edilgen

Dil ve Anlatım sayfa 180 181 182 185 187 189 191 198 200 207

Sayfa 180 7.Etkinlik
DÜŞSEL (FANTASTİK) ANLATIM
Düşsel Anlatımın Özellikleri:
1.D.A.da konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip, hayal ürünüdür.
2.Zaman belirli ya da belirsizdir; olağanüstü özelliklere sahip olabilir.
3.Mekân, olağanüstü, düşsel öğelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.
4.Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler.
5.Düşsel anlatımda hayal, varsayım, abartma, kişileştirme gibi unsurlar çok kullanılır.
6.Daha çok di’ li veya miş’li geçmiş zaman kipi kullanılır.
Örnekler: Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Gora, E.T,Yıldız Savaşları
Düşsel Anlatımla; Düşsel Olmayan Metinlerin Benzer Ve Farklı Yönleri:
Benzerlikleri:
Her iki anlatımda da yapıyı meydana getiren ögeler (kişi,zaman,mekan,ve olay örgüsü)aynıdır.
Farklılıkları:
1.Düşsel anlatımda D.A.da konu; olağanüstü ve fantastik özelliklere sahip,hayal ürünüdür.
Düşsel Olmayan Anlatımda: Konu yaşanmış ya da yaşanabilir olmalıdır. Günlük yaşama ait unsurlar konu olabilir.
2. Düşsel anlatımda Tema hayali unsurlardan oluşur
Düşsel Olmayan Anlatımda: Tema konuyla ilgili olarak günlük yaşama ait, yaşanabilir özelliktedir.
3. Düşsel anlatımda:Zaman belirli ya da belirsizdir. Bazen zaman ötesi nitelikler taşır.
Düşsel Olmayan Anlatımda: Zaman belirli ya da belirsizdir. İçinde bulunduğumuz zamanın özelliklerine sahiptir.
4. Düşsel anlatımda: Mekân olağanüstü, düşsel ögelerden oluşmuş olabilir. Mekân günlük yaşamda karşılaşamayacağımız niteliktedir.
Düşsel Olmayan Anlatımda: Mekân, olağanüstü düşsel ögelerden uzak sıradan, günlük yaşamda karşılaşacağımız mekânlardır
5. Düşsel anlatımda: Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Olağanüstü nitelikte olabilirler.
Düşsel Olmayan Anlatımda: Kişiler gerçekte olabilecek, sıradan, günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz kişilerdir.
Sayfa 181
11.etkinlik
yaratık upuzun tırnaklarıyla boşluğa bir şeyler çizmeye başladı.o anda ortaya bir ekran çıktı ve uzayın yedinci boyutu göründü ve boyutta yolculuk yaparken uzay mekiğinde beliren bir arıza yüzünden kendini dünyada buldu.Arızayı ne kadar gidermeye uğraştıysa da dünyadaki teknolojinin çok geride olması nedeniyle bir türlü sorunu gideremiyordu.Bu arada bir evin çatısına düştüğü için,gürültüyü duyan evin küçük kızı bu yaratığı görmüştü.Yaratık gördüğü bu dünyalıyı analiz etmeye başladı.Küçük kız yaşının getirdiği sevimlilikle yaratığın antenlerini çekiyor,nasıl 5 kola sahip olduğunu soruyordu.Yaratık sadece zihin gücüyle iletişim kurabiliyordu ve bu küçük dünyalıya garip bir duyguyla
yaklaşıyordu.Mekikten çıkardığı bir sakız yardımıyla şekil değiştirip insan kılığına büründü ve küçük kızla dünyada yaşamaya başladı ama onun dünyada yaşaması ve oraya alışması zor oluyordu…..
Sayfa 182 **çme ve Değerlendirme
1)D,Y,D
2)ilk cümlede -ile edat
ikinci cümlede gibi edat
üçüncü cümlede göre edat
dördüncü cümlede için edat
beşinci cümlede kadar edat
3)D
4)D
5)d
6)karşılaştırma:kardeşine göre biraz daha kısa boylu
7)eve doğru yol aldık
8)birliktelik:arkadaslarıyla kutuphaneye gittiler araç:mektubu daktiloyla yazmış durum:çevresine saygıyla davranırdı
9)eşitlik=onun gibi ,benzerlık:tılkı gibi kurnaz
10)-Sınırlandırma yoktur
-Kişileştirmeler vardır
-Abartma çok kullanılır
Sayfa 185
basit bağlaçlar=ve,ile
türemiş bağlaçlar=yalnız
birleşik bağlaçlar=veya,ya da
Sayfa 187 6. Etkinlik
Roman,hikaye,tiyatro,şiir,deneme
Sayfa 188 7. Etkinlik
Benzerlikler=Hayal gücü vardır
Farklılıklar gelecekten söz eden anlatımda mekan bakımından gerçeğe daha yakındır,konu bakımından gerçekleşebilir konulardır,zaman bakımından gelecekten bahsedilir.Düşsel anlatımda mekan bakımından hayalidir,konu bakımından gerçekleşmesi imkansızdır,tema bakımından hayalidir tahminidir.
Sayfa 189 9. Etkinlik
Varsayımlarla oluşturulur
Hayaller anlatılır
Yapı unsurları gerçekçidir.
10. Etkinlik
Ancak=Bu işi ancak sen becerebilirsin(edat)
Seninle gelirim ancak bana yardım edersen(bağlaç)
yalnız=Yalnız ben varım(edat)
Aradım yalnız bulamadım(bağlaç)
Yalnız insan(sıfat)
Yalnızlık çok kötüdür(isim)
Sayfa 191 **çme ve Değerlendirme
1)Haftada 3 gecede yemekten sonra evden çıkarak bu süküngah-ı aramişi bırakarak Veznecilere kadar gider.
Ahmet Cemil önce dinler,sonra dinlemeksizin susardı.
Bir vakit gelirdi ve her ikisi de yorulur,çocuk küçücük eli ile ağzını saklayıp yalandan esnemeye başlar.
2)D,D,Y
3)E
4)C
5)C
6)B
7)C
8)A
9)E 10)C
11)D
Sayfa 198 8. Etkinlik-Sohbet,mülakat ve diyalog metinleri söyleşmeye bağlıdır
-Karşılıklı konuşma metinleri kişilere göre değişir
-Jest ve mimikler önemlidir
-Görme ve işitme duyularına dayalıdır
-Tekrarlar önemli yer tutar
10. Etkinlik
Söyleşmeye bağlı anlatımın kullanıldığı metin türleri = Roman,hikaye,tiyatro,mülakat,röportaj
13. Etkinlik
Acıma:Ah yavrum
Özlem:Ah geçmiş yıllar
Öfke:Ah bir elime geçerse
Hatırlama:Ha şimdi anladım
Uyarma:Akıllı ol ha!
İsteklendirme:Ha gayret
Kızma:Aaaaa!!
Hitap:A evladım
Sevinme:Aaaa sen mi geldin
Sevinme:Vay kimler gelmiş
Acıma:Vay halinize
Sayfa 200 **çme ve Değerlendirme
1)-Roman,hikaye ve tiyatrolardaki karşılıklı konuşmalara diyalog,iç konuşmalara ise monolog denir.
-Karşılıklı konuşmaların seviyesi kişiye göre değişir.
2)D,Y,D,Y,D
3)E
4)B
5)E
Sayfa 206 11. etkinlik
Özellikleri:
1.Okuyucuda uyandırılmak istenen etkiye göre düzenlenir.
2.Ses, taklit, hareket ve konuşma önemlidir.
3.Mizahi unsurlarda gerçekten sapma vardır.
4.Mizahi unsurları oluşturmada karşılaştırmalar, durumlar, hareketler, kelime ve kelime gruplarından yararlanılabilir.
5.Amaç okuyucuyu düşündürmek ve eğlendirmektir.
6. Roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi türlerde kullanılır.
7.Mizahi anlatımlarda dil bir olayı anlatmak için kullanılır.(sanatsal, edebi işlevlerde kull.)
sayfa 207
1.*cümle dışı unsurdur.
*büyük harfle
*hitaptır
*yok
2.y-d-y
3.b4.c5.d
6.alay ,bir kişi veya bir şeyle eğlenme onu küçümsemedir.hiciv ise ;alay yoluyla kötülemedir.kara mizah da ise amaç güldürürken düşündürmektir.
7.*Okuyucuda uyandırılmak istenen etkiye göre düzenlenir.
*Ses, taklit, hareket ve konuşma önemlidir.
*Mizahi unsurlarda gerçekten sapma vardır.
*Mizahi unsurları oluşturmada karşılaştırmalar, durumlar, hareketler, kelime ve kelime gruplarından yararlanılabilir.
*Amaç okuyucuyu düşündürmek ve eğlendirmektir.
* Roman, hikâye, tiyatro, şiir, deneme gibi türlerde kullanılır.
*Mizahi anlatımlarda dil bir olayı anlatmak için kullanılır.
8.humor ve ironide amaç dolaylı yönden,sezdirmeden nükte yapmaktır.
9.nasrettin hoca fıkralarında nasrettin hocanın olaylar karşısında göstermiş olduğu tavır ve söylemiş olduğu sözler mizahı sağlayan ögelerdir.
ünite sonu ölçme ve değerlendirme
1.d
2.b
3.c
4.d
5.b
6.a
7.c
8.d
9.a
10.d
11.d
12.c
13.a
14.b
15.d
16.e
17.b
18.b
19.e
20.a

10. sınıf Dil ve anlatım sayfa 194 195 196 197

sayfa 194
1.mülakatı yapan kişi ile attila ilhan’ın resmi bir hitap ve dinleyiş tarzları vardır.mülakatta bu resmiyet önemli bir özelliktir.
2.metinde gerçekleşen iletişimde görme ve işitme duyularının etkin olarak kullanılması mülakatı olumlu yönde etkilemiştir.
3.mülakatı gerçekleştiren kişi attila ilhan’a sorularını yöneltirken resmi bir üslup kullanılmıştır.
4.attila ilhan ,sorulara cevap verirken aynı resmiyetin içinde samimi bir üslup kullanmıştır.
5.metnin giriş bölümündeki tanıtımdan anlaşıldığı kadarıyla röportaj bir televizyon veya radyo programında gerçekleştirilmiştir.
6.karşılıklı konuşmalar bağlama ve konuşan kişilere göre değişir.
7.mülakatın uzun yada kısa olması yapılan söyleşinin niteliğine göre değişebilir.
sayfa 195
1.metinde yazar kış aylarını ,günlerinin kısa olması sebebiyle sevmediğini ancak kışın soğuğundan şikayetçi olmadığını dile getirmiştir.
2.yazar düşüncelerini sıralarken okuyucuyla sohbet havası içerisinde,samimi bir üslup kullanmıştır.
3.ETKİNLİK
GELDİĞİ GİBİ:gönderici:yazarileti:kış ayı ile ilgili düşüncelerkanal:yazıalıcı:kuyucubağlam:metin
ATTİLA İLHAN ‘LA MÜLAKAT
gönderici:mülakatı yapan kişi attila ilhanileti:sorular-cevaplarkanal:özalıcı:attila ilhan mülakatı yapan kişibağlam:mülakat
*mülakat metninde iletişim soru-cevap şeklinde gerçekleştirildiği için söyleşmeye bağlı bir anlatımla iletişim gerçekleştirilmiştir.”geldiği gibi”metninde ise yazar iç konuşmaya (monolog)dayalı bir anlatım gerçekleştirmiştir.
sayfa 196
4.ETKİNLİK*metnin anlatımında jest ve mimiklerin kullanılmasının anlatımı daha doğal ,daha etkili bir hale getirdiği vurgulanır.
5.ETKİNLİK
*verilen cümlelerde geçen ”hay hay”ifadesi olur,tamam,peki anlamlarına gelecek şekilde bir düşünceyi ,”hay Allah!”ifadesi ise bir duyguyu dile getirecek şekilde kullanılmıştır.
*metinlerde geçen ”keratalar ,vuuu,üşüdüm,hele şimdi ,değilsiniz ya,ah,hay hay ,ibey,arabacı ,bravo ”gibi sözcükler bir duyguyu ifade ederek ,seslenme anlamı taşıyarak ünlem görevinde kullanılmıştır.
sayfa 197
1.metinde yapılan bazı söz ve anlam tekrarları anlatımı daha etkili hale getirmek ve bazı ifadelere dikkat çekmek amcıyla yapılmıştır.
7.ETKİNLİK
YALNIZ ÇOCUĞUN AZABI :ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürürdüm. Bende onların arasındayım ve onların arasında büyüğümde yoktu.. Yalnız bende meçhul bir hastalık vardı. Sekiz yaşımdan beri çekiyordum.
Bende buradaki pek çok çocuk gibi nice muayene odalarının önünde yıllarca bekledim. Artık benim yanımda büyüğümde yok, artık ondört yaşımdayım. Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıyı geçip 9.Hariciye Koğuşu’na doğru ağaçların sağlığını kıskanarak yürür, içimi ürperten bu dehlize birazda korkarak girerdim

10. sınıf Dil ve Anlatım sayfa 183 184

sayfa:183hazırlık1-üniversiteyi bitirmiş iyi gelirli bir işe sahip olmak isterdim(tabi bu benim fikrim)
2-gelecek nesillere temiz,barış içinde,savaşın olmadıgı…bir dünya bırakmak isterdim
3-teknolojik gelişmeler olsun ama zararları da ortadan kalksın
1.ETKİNLİK:*ÜTOPYA:gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller*ortak özellikler:-hayalidir -gerçekleşmesi mümkün degildir
sayfa:184
1.metin
2-yazar gerçekleşmesi münkün olmayan olayları kendi bakış açısıyla anlatıyor
3-hayali özelliklere sahiptir4-metinden hareketle anlatıcının hayal gücünün geniş oldugu ve gelecek hakkında ne düşündügünü ögreniyoruz
2.ETKİNLİK:”VE”,”OYSA”,”YANİ” bu kelimeler birer baglaçtır.baglaçlar cümlede kelime veya kelime grupları arasında bag kurar.

10. sınıf Dil anlatım sayfa 104 - 111 - 112 - 113 - 114 - 115 - 116 - 117 - 118 - 125 - 126 - 127 - 128 - 130 - 133

29.etkinlik
ad aktarması yapılış şekli
dönüyor pullu cepken burda dönen pullu cepken ve allı şalvar
dönüyor allı şalvar. değil dönen insandan bahsediyor.
tencere yarım saattir kaynıyor. kaynayan tencere değil içindeki
yemektir.
Cahit Sıtkı’yı tavsiye ederim. burda cahit sıtkının eserlerini tavsiye
ediyor.
motorlu,iskeleye yanaştı. burda motorlu bir taşıtın iskeleye
yanaşmasından bahsediyor.
uçağımız birazdan Erzurum’a inecek. uçak erzuruma değil havalimanına
iner.
30.etkinlik
-dize ve cümlelerde bulunan niteleme sıfatları
ipek fabrikası,ağırlaşan hava,mini mini çoçuklar,tahta beşik
upuzun,kesik saç
kapkara gülümseyen bulut,kıpkırmızı bir virgül
ışıl ışıl gözler,taze taze simitler,masmavi gözlü çoçuk
-sıfatlarda pekiştirme;
iki yolla yapılır.
1.ikilemelerle yapılan pekiştirmeler
iri iri gözler,koca koca ağaçlar gibi..
2.”m,p,r,s” ünsüzleriyle yapılan pekiştirmeler
yemyeşil vadi,ipince defter gibi..
-pekiştirme sıfatlarının işlevleri
pekiştirme sıfatları sözcüklerin anlamını güçlendirmek için kullanılır.
pekiştirilmiş sıfatlar diğer sıfatların özelliklerine sahiptir.
31.etkinlik
-niteleme sıfatları,
korkunç dalga,boğuşan gemici,biricik liman
soluk bir dilim ay,buz tutmuş iri çam
ıslak hava,geniş bir sıkıntı
-niteleme sıfatlarından küçültme anlamlı olanlar,
kısacık,biricik,ekşimsi,yeşilimtrak
-küçültme anlamı katan ekler,
cik,ce,msi,mtrak
32.etkinlik
EŞİTLİK ÜSTÜNLÜK EN ÜSTÜNLÜK AŞIRILIK
Ceviz kadar
Senin kadar Daha yeşil
Daha büyük En büyük
En zararlı Çok çalışkan
Pek güzel
Pek nezih
33.etkinlik
1.cümle
her insan:belgisiz sıfat
herkez:belgisiz zamir
2.cümle
hangi:soru sıfatı
hangileri:soru zamiri
3.cümle
bu:işaret sıfatı
buraya:işaret zamiri
4.cümle
o:işaret sıfatı
orası:işaret zamiri
5.cümle
yaşlı:sıfat
yaşlılara:zamir
6.cümle
güzel:niteleme sıfatı
güzel:niteleme sıfatı
ölçme değerlendirme
-açıklayıcı ve sanatsal betimleme
-tahlil
-fiziksel betimleme
-D
-D
test cevapları-a,d,a,c,c,b,c,e,e,b,b,c,d,a
17.burun sözcüğünde insandan doğaya deyim aktarması yaplmıştır.organ adı olan burun sözcüğü coğrafi bir terim olarak kullanılmış ve insandan doğaya aktarım yaplmıştır.
18.ad aktarması uzun kol sözcüğyle yaplmştr.uzun kolla kastedilen uzun kollu giysidir.cümlede parça bütün ilişkisine dayalı ad aktarması vardır.
19.betimlemeler yapılırken tasvir edilen varlığın özellikleri ayrıntılarıyla verilmk istenir.varlıkların niteliklerini tanıtan onları belirten sözcük türleride sıfatlardır.bu yüzden betimleme yapılırken sıfatlardan yararlanılır.
sayfa 111 2. etkinlik
*şiirde geçen ”o,ne,sen,ben’’sözcükleri ismlerin yerini kişi,soru ve işaret yoluyla tutarak zamir görevinde kullanılmıştır.bu zamirler isimlerin yeri tutarak ve kendilerinden önceki cümlelerle anlam ilişkileri kurulmasını sağlamak amacıyla metinde görev almıştır.
sayfa 111 3. etkinlik
vadiyi sarmıştı.__kaplamak
serilmiş gövdeler__insan
bir damlacık göğsünde__çok küçük
zalamın sinesinden fışkıran__çıkmak(ses)
hiç bilmez afakım__hayat
sayfa 111 4. etkinlik
*verilen şiirde geçen ilk çağ ırmakları,sedef eller,çağlar,katı bir yalnızlık,yabancı,gök,ölü sözcük ve sözcük grupları kendi anlamlarının dışında farklı anlamlara gelecek şekilde ,çağrışım yapacak şekilde kullanılmıştır.
sayfa 111 5. etkinlik
*”bülbül”ve ”yok gibi yaşamak”şiirleri lirik bir anlatım kullanılarak oluşturulmuş ve şiirlerde bir mutsuzluk teması işlenmiştir.”bülbül”şiirlerinde izmir’in işgali üzerine duyulan mutsuzluk ”yok gibi yaşamak”şiirlerinde de yalnızlıktan kaynaklanan bir mutsuzluk dile getirilmeye çalışılmıştır.
sayfa 111 6. etkinlik
*şiirde geçen ”ben ,sen,kendim”zamirleri kişi isimlerinin ;”bu,her şey,bunlar ”zamirleride varlık isimlerinin yerini tutması için kullanışmıştır.
sayfa 111 7. etkinlik
-*”kaç defa elime bir sopa alıp bunları önüme katarak kendi ormanlarına doğru sürmek arzusunu duydum.
*onun için değilmidir ki ben araların da dolaşıken kaba kaba sırıtırlardı ve sağ tarafımda bir boş torba gibi sallanan yenimle oynamaya kalkışırlardı.
*zira sağ kolumu,ben onlar için kaybettim.
—-metinde kullanılan zamirler,isimlerin yerini tutarak cümleler arasındaki anlam ilişkisinin kurulmasını sağlamıştır.
sayfa 112 8. etkinlik
ŞAHIS ZAMİRİ İŞARET ZAMİRİ BELGİSİZ ZAMİR SORU ZAMİRİ
TEKLİK Sen,ben,o,kendi
kendim Bu,şu,o,burda Bütün kimse
Hiç kimse Ne?
ÇOKLUK onlar bunlar ——————- Neler?
-isimlerin yerini kişi,işaret,belgisizlik ve soru yoluyla tutan zamirler bu ayrıma göre sınıflandırılır.
-zamirler metin içindeki isimlerin yerini tutarak ,cümleler arasında anlam ilgisi kurulmasında görev alır.
4 ve 5.metin soruları
*sen ben o şiiri üç şahıs arasındaki bağlamda verilmiş ve metni oluşturan parçalar bu üç şahıs arasındaki ilşikileri verecek şekilde biraraya getirilmiştir.
*dünyanın bütün çiçekleri şiiri öğretmen -öğrenci bağlamında verilmiş ve şiiri oluşturan parçalar öğretmen-öğrenci arasındaki bu sevgi bağını verecek şekilde birarya getirilmiştir.
sayfa 113. 9.etkinlik
*’’sen.ben.o ”şiirindeki şahıs zamirleri:ben,sen,o__tekil
*dünyanın bütün çiçekleri şiirindeki şahıs zamirleri:
ben:tekil
siz,onlar:çoğul
—-*kişi zamirleri ,kişi isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme bağlı olmadan bütün kişileri karşılayabilirler.kapsamları isimlerden çok daha geniştir.gerektiğinde bütün isimleri ifade ederler.
sayfa 114 10.etkinlik
*şiirdeki şahıs zamirler:”ben,bizve kendim”dir.
*kendim dönüşlülük zamiri ,ben zamirini pekiştiren zamirdir.
*kendi dönüşlülük zamirinin şahıs zamiriyle birlikte kullanılması anlamının pekiştirilmesini sağlar.
*yaşlı adam kendi kendine gülüyordu.
bunu sen kendin istedin.
*saygı anlamında ‘’sen”yerine ‘’siz”zamiri kullanılabilir.
‘’siz önden buyurun”
övünme amacıyla ”ben” yerine”biz”zamiri kullanılabilir.
bizmde bir bildiğimiz var.
sayfa 112;;7.etkınlık;1.sı
metınde kullanılan zamırler ısımlerın yerını tutarak cumleler arasında anlam ılıskısının kurulmasını saglamıstır..
8.etkınlık;
teklık bolumu ;sahıs zamırlerı;
sen ben o kendı kendım
ısaret zamırı;
bu su o ora
belgısız zamırler;
butun kıse hıckımse herkes
soru zamırı;ne
cokluk bolumu;sahıs zamırı;onlar
işaret zamırı;bunlar
belgısız zamırler;yok
soru zamırı;neler
8.etkınlıgın 2.sorusu
ısımlerın yerını kısı kısı ısaret ve belgısısızlık ve soru yoluyla tutan zamırler bu ayrıma gore sınıflandırılır…
3.sorusu,
zamırler metnın içindekı ısımlerın yerını tutarak cumleler arasında anlam bılgısı kurulmasında gorev alır..
sayfa 113
1.soru
sen ben o sıırı uc sahıs arasındaki bağlamda verılmıs ve metni olusturan parcalar bu uc sahıs arasındakı ılıskılerı verecek sekılde bır araya getırılmıstır. 9.etkınlık;1.sı;
kısı zamirleri kısı isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme olmadan bütün kıslerı karsılayabılırler
sayfa 113 4 ve 5.metin soruları
*sen ben o şiiri üç şahıs arasındaki bağlamda verilmiş ve metni oluşturan parçalar bu üç şahıs arasındaki ilişkileri verecek şekilde bir araya getirilmiştir.
*dünyanın bütün çiçekleri şiiri öğretmen -öğrenci bağlamında verilmiş ve şiiri oluşturan parçalar öğretmen-öğrenci arasındaki bu sevgi bağını verecek şekilde bir araya getirilmiştir.
sayfa 113. 9.etkinlik
*’’sen.ben.o ”şiirindeki şahıs zamirleri:ben,sen,o__tekil
*dünyanın bütün çiçekleri şiirindeki şahıs zamirleri:
ben:tekil
siz,onlar:çoğul
—-*kişi zamirleri ,kişi isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir.dolayısıyla bir isme bağlı olmadan bütün kişileri karşılayabilirler.kapsamları isimlerden çok daha geniştir.gerektiğinde bütün isimleri ifade ederler.
sayfa 114 10.etkinlik
*şiirdeki şahıs zamirler:”ben,bizve kendim”dir.
*kendim dönüşlülük zamiri ,ben zamirini pekiştiren zamirdir.
*kendi dönüşlülük zamirinin şahıs zamiriyle birlikte kullanılması anlamının pekiştirilmesini sağlar.
*yaşlı adam kendi kendine gülüyordu.
bunu sen kendin istedin.
*saygı anlamında ‘’sen”yerine ‘’siz”zamiri kullanılabilir.
‘’siz önden buyurun”
övünme amacıyla ”ben” yerine”biz”zamiri kullanılabilir.
bizimde bir bildiğimiz var.
Sayfa 115 7.ve 8.metnin soruları
1.beni unutma şiirindeki şair’’sevdiği”kişiye, ”bizim memleket”şiirinde ise şair ”memleketinin insanlarına’’seslenmektedir.
2.bu şiirlerin yazılış amacı duyguları harekete geçirmektir.
3.’bizim memleket”şiirinde
vatan sevgisi iyimser bir şekilde , bülbül şiirinde ise karamsar bir şekilde ele alınmıştır.
sayfa 115 11.etkinlik
*şairler içinde bulundukları ruh hallerine göre aynı duyguyu farklı yorumlarla dile getirebilirler
sayfa 115 12.etkinlik
*beni unutma ve bizim memleket şiirlerindeki varlıkların yerini işaret yoluyla tutan veya varlıkları işaret yoluyla belirten sözcükler:
o saatler -işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
o çılgın rüzgar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
şu yollar-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
o iller-işaret sıfatı (varlığı işaret yolula belirtiyor.)
orada -işaret zamiri (varlığın yerini işaret yolula tutuyor.)
sayfa 115 13.etkinlik
-metinde geçen işaret zamirleri ve işaret sıfatları:
işaret sıfatları
bu tükenmez musiki
bu orman
o alev gömleği
bu yağmur
bu kıldan ince yağmur
bu rüzgar
bu has ekmek
işaret zamiri
orada
bunlar göz pınarları
bunlar göz yaylası
bu mu
sayfa 116 14.etkinlik
*bu
işaret zamiri:bu,diğerinden daha güzel.
işaret sıfatı:bu kitap daha güzel.
*şu
işaret zamiri:şu,benim arkadaşım.
işaret sıfatı:şu adam az önce seni sordu.
*o
işaret zamiri,bizim arabamız.
işaret sıfatı araba bizim.
*böyle
işaret zamiri:ben de böylesine görmedim.
işaret sıfatı:böyle insanlarla karşılaşınca dikkatli ol.
sayfa 116 15.etkinlik
*bu düşünceler içerisinde gecenin karanlık saatlerinde yalnız başıma yürüyordum.böyle birşey nasıl olabilirdi?bütün bu olanlar hayata olan bağlılığımı azaltmıştı.böyle şeyler demek ki herkesin başına bu şekilde gelebiliyormuş.
sayfa 116 16.etkinlik
*”onlarla ağlamış ,onlarla gülmüşüm__onlar(türküler)insan dışı varlığın yerini tutmuştur.
*o gitmek istedi.__o(çocuk)insanın yerini tutmuştur.
*bir şey var sanki onu soruyorum.__o (nesne)insan dışı varlığın yerini tutmuştur.
sayfa 117 9.metin soruları
1.yazar içindeki duyguları belirtmek için metni yazmıştır.
2.yazar metinde kişisel duygularını dile getirmiştir.
3.metnin teması ‘’sevgi”dir.metindeki sevgi temasını işlemek için cümleler bir araya getirilmiştir.
4.metinde geçen ”kimsiniz,neye’’sözcükler ismin yerini soru yoluyla tutan sözcüklerdir.
sayfa 117 17.etkinlik
*şiirlerde ,öykü,roman ve tiyatro eserlerindeki içe dönük konuşmalarda coşku ve heyecana bağlı anlatım kullanılır.
*lirik anlatımla oluşturulmuş metinlerde dil heyecana bağlı işlevinde kullanılır.
”nihayet gönlüme baharı getiren sesiniz.
”benim ezeli melikem”gibi
sayfa 118 18.etkinlik
DEVRİK CÜMLELER Yeniden kendimi buldum mektubunuzda
EKSİLTİLİ CÜMLELER Şubatın ilk günleri Ankara
SORU CÜMLELERİ Sensiz sıhhat neye yarar?
KISA CÜMLELER Fırtınalar diniyor
MECAZ VE YAN ANLAMLI KELİMELER Kopuş,ufuk
ŞAHIS ZAMİRLERİ Kendisi,biz,sizi,sizde…
sayfa 125
inceleme
1.Çanakkale destanı metni de Çanakkale savaşı ve savaşa katılanlar ,savaşın önemi ve büyüklüğü vurgulanacak şekilde destansı bir anlatımla ele alınmıştır.
2.şair şiirinde Çanakkale savaşına ve savaşa katılan kişilerin özelliklerine (ırkları,renkleri)değinmiş,savaşta yaşanılan olaylara olağan üstünlükler katarak destansı bir anlatımla konuyu işlemiştir.
3.verilen şiirde Çanakkale savaşı destansı bir anlatımla ele alınmış ,adeta savaş sahnesi ,savaşın büyüklüğü ve dehşeti gözler önünde canlandırılmaya çalışılmıştır.
sayfa 125 5.etkinlik
*şiirde iş,oluş,hareket bildiren kelimelere örnekler;
”yükleniyor-diksem-sarılmış-gelmiş-veriyor-saçıyor-yırtılmasa-kustu-edecek-ettin-dedirir”gibi..
görülen geçmiş zaman:kuştu,döktü,dedi,çiğnetmedi,ettin,parçaladın
öğrenilen geçmiş zaman:sarılmış,uzanmış,gelmiş,durmuş
şimdiki zaman:kaynıyor,duruyor,bakıyorsun,parçalıyor,kaldı rıyor, yükleniyor
gelecek zaman:edecek,taşacaksın,çiğnetmeyecek
geniş zaman:eder,bilmem,ister,boşanır,siner,dedirir
dilek kipleri
istek kipi:gömelim
şart kipi olmasa,duysam,diksem,uzatsam,çatsam,bekletsem ,etse m,sarsam,öpse,baksan
gereklilik kipi:yok
emir kipi:seyret,gel,kazsın,isteme,çiğnetme
sayfa 125 6.etkinlik
metindeki fiiler
verdi:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi
ilettiler:görülen geçmiş zaman,3.çoğul kişi
çöktü:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi
yat:emir kipi,2.tekil kişi
duydu:görülen geçmiş zaman,3.tekil kişi
geliyordu:şimdiki zamanın hikayesi,3.tekil kişi
oyalanmasın:emir kipi,3.tekil kişi
gösterelim:istek kipi,1.çoğul kişi
çıkarmayalım:istek kipi,1.çoğul kişi
*bir cümledeki yargının ,,cümleyi söyleyenin niyeti açısından kazandığı özelliğe göre kip ve kişi ekleri önem kazanır.
*okunan destansı anlatımla oluşturulmuş metinlerde daha çok haber kipleri kullanılmıştır.
sayfa 126 7.etkinlik
anlamlarına göre fiiller
kılış fiileri(nesne alabilen fiil)
aldı-buyur etti-derim-alır-dersiniz-bas-düşürdün-ver-çevrildi-kurarlar
durum fiileri(nesne almayan fiil)
oturmadı-baktılar-başladı-dedi-döndü-saldıracaklar-konuştu
oluş fiileri(öznedeki değişimin zamanla fark edildiği fiil) unut-ol-ittifak eyle
sayfa 127 2 ve 3.metin
1.”kanije kalesinin fethi ”metnindeki kanije kalesinin fethi konusu gerçekçi bir diile ele alınmıştır.”genç osman”metninde de bağdat’ın fethine katılan genç osman adlı bir asker konu edinilmiştir.
2.”kanije kalesinin fethi”metni tarihi bilgilere dayanılarak gerçekçi bir dille işlendiği için gerçekçi bir özellik kazanmıştır.”genç osman ”metni ise tarihi bir olayı destansı bir anlatımla ele aldığı için daha etkileyicidir.
3.”kanije kalesinin fethi”metni tarihi bir olay hakkında bilgi vermek için yazılmıştır.bu yüzden sade,gerçekçi bir anlatımı vardır.”genç osman ”metninde de tarihi bir olay anlatılmış fakat bu anlatıma yiğitçe,destansı bir anlatım katıldığı için anlatım daha etkileyici olmuştur.
sayfa 127 8.etkinlik
isim -fiiler (-ma,-iş-mak)
olmak,çıkmak,kurmayı
sıfat fiilller( acak,-an-ası-dık-maz-miş)
geçtiği,işlediği,olduğu,bulunduğu,planlayan,buluna n,dediğin,gittiği
zarf fiiler (ıp-ince-arak-ken-madan-dıkça-maksızın-r-maz vb
çıkıp,üzereyken,geçirerek,deyip,gönderip,vazgeçip, sevk edip,ulaşmadan
sayfa 127 9.etkinlik
keskin
kökleri:kes-kin
fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok
olumsuzluk şekilleri varmıdır?:yok
fiilimsimidir?:fiilimsi değildir.
fiilimsi ise türü nedir?:yok
uyku
kökleri:uyu-ku
fiilimsi eklerini almış mıdır?:yok
olumsuzluk şekilleri varmıdır?yok
fiilimsi midir:fiilimsi değildir
fiilimsi ise türü nedir?:yok
bilmeyerek
kökleri:bil-me
fiilimsi eklerini almış mıdır?:-erek
olumsuzluk şekilleri varmıdır?:bilme-yerek
fiilimsi midir:filimsidir
fiilimsi ise türü nedir?:zarf-fiil
patlamaya
kökleri atla-t
fiilimsi eklerini almış mıdır?:-ma
olumsuzluk şekilleri varmıdır? atlat-ma-maya
fiilimsi midir:fiilimsidir
fiilimsi ise türü nedir?:isim-fiil
sayfa 128 10.etkinlik
*”Çanakkale destanı ” metninde kaynıyor kum gibi ,tufan gibi mahşer mahşer,öteden saikalar parçalıyor afakı,beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı,ölüm indirmede gökler ölü püskürmede yer ,o ne müthiş tipidir:savrulur enkaz-ı beşer ….’gibi ifadelerlerle savaş sahnesi ve savaşta Türk askerlerinin yaptıkları ,olağanüstü özellikler katılarak anlatılmaya çalışılmıştır.
”oğuz kağan destanında ise oğuz kağan’ın özellikleri ve yaptıkları olağanüstü özellikler (bu oğul anasının göğsünden ilk sütü içip bundan sonra içmedi.çiğ et,çorba ve şarap istedi.dile gelmeye başladı. kırk gün sonra büyüdü….vb)katılarak anlatılmıştır.
*bu anlatılan olağanüstü olaylar ve kişiler anlatımın da olağanüstü bir özellik kazanmasını sağlamıştır.
sayfa 128 11.etkinlik
*destansı anlatımlar,destanlarda yer alan olağanüstü olayların ,yiğitçe ve meydan okuyan ,kahramanlıkları anlatan havasını yansıtır.destansı anlatımlarda ,tarihte yaşanmış önemli olaylar ve kahramanlıklar destan havası içinde anlatılır.
sayfa 128 12.etkinlik
DESTANSI ANLATIMLA OLUŞMUŞ METİNLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
—tarihi konular ve kahramanlıklar işlenir.
—olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.
—yapıp ,etmeler yani fiiller ön plandadır.sürekli hareket vardır.
—etkileyici bir özellik taşır.
—destan türünün yiğitçe havası vardır.
Sayfa 129 tablo
yüklem olan isimler:karaydı—-kara idi
alımlıydı—alımlı idi
kişiydi—kişi idi
vardı—var idi
birleşik zamanlı fiiller:binerdi—biner idi
avlardı–avlar idi
azmişdi-ezmiş idi
uğraşıyorduk—uğraşıyor idik
denetliyorduk—denetliyor idik
*tablodan hareketle ek fiillerin hangi işlevde kullanıldıgını belirtiniz
ek fiiller iki görevde kullanılır birincisi isimlere gelerek onları yüklem yapmak ikincisi de basit zamanlı fiillere gelerek onları bileşik zamanlı fiil yapmaktır
Sayfa 131 - 17. Etkinlik
1)Roman
2)Hikâye
3)Tiyatro
4)Destan
5)Şiir
Sayfa 130 - 14.Etkinlik
ek fiil : bayılmıştı
eklendiği kelimenin türü : fiil
isimlendirme : öğrenilen geçmiş zaman hikayesi
ek fiil: seneder
eklendiği kelimenin türü : isim
isimlendirme : ek fiilin geniş zamanı
ek fiil : olursam
eklendiği kelimenin türü : fiil
isimlendirme : geniş zaman şartı
sayfa 132
1)boşluklar
1.-an,-ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-miş
2.-ma,-y,-ış,-mak
3.-maksızın,-meksizin,-ınca,-ince,-alı,-eli
2)doğru_yanlış
1._2.d3.d3)b4)e5)d6)b7)b
8)DESTANSI(EPİK)ANLATIM Özellikleri:
1.Olağanüstü olaylar ve kişiler anlatılır.
2.Destan türünün yiğitçe havası vardır.
3.Yapıp etmeler yani fiiller ön plandadır.
4.Tarihi konular ve kahramanlıklar işlenir.
5.Etkileyici bir özellik taşır.
6.Sürekli hareket vardır.
7.Kelimeler mecaz ve yan anlamlarda kullanılabilirler.
8 Şiir, destan roman, hikâye, tiyatro, destansı anlatımın kullanıldığı türlerdir.
9.Anlatımda abartıya yer verilebilir.
10.Sanatlı bir dil kullanılır.
9)ek fiilin görevleri;basit zamanlı fiillere gelerek bileşik zamanlı fiiller yapar, ad ve adsoylu sözcüklere gelerek onları yüklemleştirir.
sayfa 133
1.toplum düzeni belli kurallarla sağlanmıştır.insanlar toplum içerisinde kanunlarla belirlenmiş kurallara ,örf ve adetlere göre hareket eder.
2.alıcıyı belli bir alana kanalize etmek ,yönlendirmek ve telkin etmek amacıyla emredici ifadeler kullanılır.
3.”dur,sus,kalk”gibi emredici ifadeler söylenen eylemleri gerçekleştirmeye zorlayan ifadeleridir.
4.trafik levhaları ,trafikte uyulması gereken kuralları bildirir.
1.ETKİNLİK
Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24 - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.